“Uluslararası” (evlere) şenlik

Haber/Yorum-Esma Turan

Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası 31. Muğla Kültür ve Sanat Şenliği sona erdi.

Geçtiğimiz yıllarda Menteşe Belediyesi tarafından düzenlenen şenlik bu yıl Uluslararası 31. Muğla Kültür ve Sanat Şenliği olarak yapıldı. Uluslararası düzeyde yapılacağı söylenen şenliğin içeriğinde “uluslararası” olan sadece iki etkinlik görebildim. Bunlardan biri Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Devrim Erbil’in sergisi, diğeri ise Akademisyen Prof. Dr. Fuzuli Bayat’ın söyleşisiydi. Uluslararası bir şenlik olarak duyurulan etkinlikte, onlarca söyleşi, konser ve kültür-sanat aktivitesi arasında başka bir uluslararası etkinlik olmaması dikkatimi çekti. Bu şenlik, “Uluslararası” temasına tam olarak uyan bir şenlik olmaktan ziyade, fazlasıyla yerel ve merkezi kaldı.

Önceki yıllarda yapılan, Menteşe Kültür ve Sanat Şenlikleri’nde yer alan ve halkın yoğun katılım gösterdiği yerel yazarlar buluşması, kitap şenliği ve toplu sünnet töreni bu yılın etkinlik takviminde yer almadı. Bu durumun nedenini de pek anlayamadım. Söz konusu etkinlikler hem ihtiyaç sahibi ailelere yönelikti hem de özellikle gençlerin yazarlarla tanışabildiği ve indirimli kitap alabildiği organizasyonlardı.

Uluslararası şenliğin açılışına katılamadım ancak takip edebildiğim kadarıyla CHP Genel Merkezi’nden bir Genel Başkan Yardımcısı veya genel merkez yönetiminden de kimse katılmamış. Önceki yıllardaki açılışlara genel başkan yardımcıları katılmıştı diye hatırlıyorum. Elbette yoğun programları nedeniyle gelememiş de olabilirler. Bununla birlikte, önceki dönem Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş’ün açılışta veya herhangi bir etkinlikte yer almadığını duyunca şaşırdım. Basına açıklama yapan Başkan Gümüş, “Davet edilmedim” demiş. Bu da ilginç bir nokta. Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün davet edilmiş ve bir konuşma yapmış. Menteşe’nin kurucu başkanı, 10 yıl boyunca görev yapan Gümüş, acaba neden bu şenliğe davet edilmedi? Unutuldu mu, yoksa başka bir sebep mi var? Henüz bilemiyoruz.

Hatırlayanlar olacaktır, Menteşe kültür ve sanat şenlikleri baca yakma töreni ile başlardı. Bu tören, “Ocağımız tütüyor, bacamız yanıyor” denilerek coşkuyu ve güveni simgelerdi. Baca, kültürel mirasın sembolü olarak geçmiş ve gelecek arasında bir köprüydü. Ancak bu yıl, şenliğin ateşi bacada yanmadı. Bu da değişen (veya değiştirilen) uygulamalardan biri oldu.

Şenlik takviminde yer alan MOBOLLA BAND Blues Konseri ile ilgili de bir “isim” krizi çıktı. Mabolla Grup resmi sosyal medya hesaplarından, Mabolla Band adına Began Çağlav tarafından şu mesajı yayınladı: “4-5-6 Ekim tarihleri arasında düzenlenen ‘31. Muğla Kültür ve Sanat Şenliği’ kapsamında 5 Ekim 2024 tarihinde İnsan Hakları Parkı’nda sahne alacağı belirtilen ve bu yönde reklam ve tanıtımı yapılan ‘MOBOLLO BAND’ isimli toplulukla bir ilgimizin bulunmadığını, hukuka aykırı olarak tescilli markalarımızı ve ticari unvanımızı kullanan bu kişiler ve organizasyonu düzenleyenler dahil tüm ilgililerle ilgili tarafımızca hukuki yollara başvurulmuş olduğunu ve sorumlular hakkında yasal süreci sonuna kadar takip edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Daha sonra “MOBOLLA BAND” grubunun ismi afişlerden değiştirilemese de grup, sahneye isim değiştirerek çıktı.

Uluslararası adıyla düzenlenecek böyle bir şenlikte yer alacak etkinliklerin planlanma sürecinde daha fazla özen ve hassasiyet gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim. Yazımı daha fazla uzatıp sizi detaylarla boğmak istemiyorum. Biliyorsunuz, hem Menteşe hem de Büyükşehir Belediye başkanları ve yönetimleri değişti. Yeni başkanlar, hizmet üretme konusunda yeni vizyonlara ve doğal olarak farklı bakış açılarına sahipler. Eksikliklerine rağmen, şenliğin halkta bir karşılığı vardı ve etkinliklere katılım fena değildi. Başkanların pek çok etkinlikte halkla iç içe olması önemli bir artıydı.

Ancak, tüm bu şenlik sürecinin ardından aklıma şu soru takılmıyor değil; Yeni başkanlar, eski başkanların halkta karşılığı olan uygulamalarını devam ettirmek istemiyor mu? ‘Önceki döneme ait artık devam etmeyelim’ gibi bir fikirleri mi var?

Paylaş