"Halktan taraf yeni nesil yayıncılık"
Ara
Close this search box.

SAHİ BİZ KİMİZ?

Hiç kendinizi çıkmazda hissettiğiniz oldu mu?

Olmuştur mutlaka. Sizi çıkmaza sürükleyen şeyler her zaman sizinle ilgili miydi peki?

Bazen fazla düşünmek sizi daha da çıkmaza sürükler. Bir adım geri çekilip kendimize bakabilsek…

Sadece kendimize bakmak da yeterli gelir mi toplumsal bir varlıkken? Bu sorgulamalarla beraber hayatımızda yeni yollar açılır ve kendimizi hiç de olmak istemediğimiz bazen de iyi ki oldu dediğimiz yol ayrımlarında buluruz.

Hayatımız ve dönüm noktaları…

Hayatımızın kırılma noktalarında hata yapmaktan pişman olmaktan korkarız bu düşünce bazen bizi hataya sürükler.

Ama kırılma noktaları bir uyanışsa eğer meselenin bazen hayatınızdan çıkardığınız kişiler ya da şeylerden kaynaklanmadığını anlayacaksınız. Mesele birilerini ya da bir şeyleri kaybetmek değil kendimizi kazanmaktır.

Kendinizi kazanmaya karar verdiğiniz zaman belirli sorular kendini doğurmaya başlıyor ama bu bir son değil aksine yeni bir başlangıç. Kendi benliğinizin doğumuna şahitlik edeceğiniz yeni bir başlangıç.

Düşünsenize hayatınız boyunca kabul görmek için kendinizi ne kadar yok sayıp geri plana attınız. Bunu yapmak ne kazandırdı size. Tek taraflı fedakârlık ve çaba ile hayatınızda tuttuğunuz kişi ya da şeyleri mi? Peki ya benliğiniz ne kazandı? Kazanılan şeyin mutluluk olmadığına eminim ama iyi tarafından bakalım tecrübe kazandınız, benliğinize ulaşmak için zorlu yollardan geçtiniz. Ve nihayet artık doğru soruyu sorma vaktiniz geldi: ben kimim kendimi nerede kaybettim ve yeniden nasıl kazanabilirim?

Bu soruya cevap bulabilmek belki de yıllarınızı alacaktır hatta korkarım hayat boyu bu sorunun cevabını arayacağız. İnsanın yaşı, çevresi, yaşadığı kültür ve yaşadıkları kendi kimliğini tanımlarken değişkenlik göstermesine sebep olur. Kendi kimliğinizi sadece kendinize göre tanımlayamazsınız çünkü bu konuda özgür olduğunuzu düşünmeniz fazla hayalperest olduğunuzu gösterir. Kimliğinizi belirlerken çevrenizi, yakınlarınızı, yaşadığınız toplumu yok sayamazsınız. Tüm bu saydıklarım değil mi sizi mutluluğa ya da hayal kırıklığına sürükleyip kimlik arayışınıza sebep olan. Zira insan durduk yere ben kimim sorusunu sormaz zannımca!

Kim olduğunuz görevlerinizle tanımladığınız siz değilsiniz daha derin bir benlik algısından bahsediyorum. İnsan bu konuda düşünürken kim olduğunu ararken maalesef önce kaybedip sonra buluyor. Tabi bulabiliyorsanız şanslısınız! Kaybettiren kişilere karşı ördüğünüz duvarlar koruyor mu sizi yoksa kimliğinizi bulma kaygısıyla daha da dibe mi çöküyorsunuz?

Tüm bu soru işaretleri içerisinde bazen boğuluyor gibi hissetseniz de insanın kendi benliğini araması ve şanslıysa bulması hayata bakış açısını değiştirir, kendi değerini anlamasına özsaygısını kazanmasına yardımcı olur.

Kendi benliğinizi bulmanız yeterli olur mu çevreniz kendini tanımayan ezbere yaşayan insanlarla doluyken?

Bir de onlara sorun isterseniz: Sahi siz kimsiniz?