Marmaris’te İlknur Çetin’i bıçaklayarak öldüren Ali İhsan Kaya’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin mahkemenin gerekçeli kararında, “tasarlayarak öldürme suçunun unsurları oluşmadı” denildi. Avukat Alev Öztürk, karara itiraz ederek, “Sanık bıçağı 1 hafta öncesinden almış, günlerce takip etmiş, planlamış. Bu karar yeni kadın cinayetlerine zemin hazırlar” dedi.
İçmeler Mahallesi’nde 25 Nisan 2024’te meydana gelen olayda, çalıştığı otelin önünde Ali İhsan Kaya’nın bıçaklı saldırısına uğrayan İlknur Çetin, olay yerinde hayatını kaybetmişti. Olayın ardından kaçan Kaya, kısa sürede yakalanmıştı. Sağ bacağında kırık tespit edilen zanlı, hastanede tedavi edildikten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Polisteki ifadesinde cinayeti “kıskançlık” nedeniyle işlediğini söylemişti.
Ali İhsan Kaya hakkında, “tasarlayarak öldürme” suçlamasıyla hazırlanan iddianame kapsamında 8 Ocak’ta Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. 12 Mart’ta görülen ikinci duruşmada mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına ve indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmetmişti.
Gerekçeli karar açıklandı, geçmişte de kadınları tehdit etmiş
Kaya’ya verilen indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararının gerekçesi açıklandı. Gerekçede Kaya’nın geçmişte de “kadına yönelik tehdit ve hakaret” suçlarından yargılandığını, denetimli serbestlik süresi devam ederken yeni bir suç işlediğini ve pişmanlık göstermediğini vurguladı.
Kaya’nın olay sonrası kaçmaya çalışması, benzer suç geçmişi ve duruşmalarda herhangi bir pişmanlık belirtmemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 62’nci maddesi kapsamında ceza indirimi uygulanmamasının gerekçeleri arasında gösterildi.
Avukat Öztürk: “Sanığın eylemi planlıydı, karar hatalı”
İlknur Çetin’in babası Zekai Çetin’in avukatı Alev Öztürk, gerekçeli karara ilişkin yaptığı açıklamada, mahkemenin “tasarlayarak öldürme” suçunun unsurlarının oluşmadığı yönündeki değerlendirmesine itiraz etti.
Mabolla Medya’ya açıklamalarda bulunan Öztürk, şunları söyledi:
“Mahkeme, ‘tasarlayarak öldürme suçu’nun unsurlarının oluşmadığına karar vermiş ve bu kapsamda bir cezalandırmaya gitmemiştir. Gerekçesinde ise sanığın maktulü öldürmeye kesin ve koşulsuz bir şekilde karar vermediğini, suçu işlemeye karar verdikten sonra makul bir sürenin geçip öldürme kararından vazgeçmediğine kanaat etmiştir. Oysa dosyadaki mevcut durum ve somut deliller bunun tam tersini ortaya koymaktadır. Şöyle ki; sanık, maktulü öldürmeden yaklaşık bir hafta-on gün önce kendisine bir bıçak satın almış, maktulü bu süre boyunca takip etmiş; yolda, iş yerinde sürekli izlemiş; maktul bu durum nedeniyle polise şikâyette bulunmuş, ancak polis yalnızca sanığı uyarmakla yetinmiştir. Bu süreçte maktul İlknur Çetin, korkusundan KADES uygulamasını da telefonuna indirmiştir. Ve sanık olay günü sabah saatlerinde maktulü öldürmek maksadıyla maktulün çalıştığı otele girmeden önce, otelin giriş kapısındaki kameralara yansıyan görüntülerde bıçağı cebinden çıkarıp kontrol ettiği be bıçağı tekrar cebine koyduğu açıkça görülmektedir. Tüm bu gelişmeler, sanığın maktulü öldürmeye önceden karar verdiğini, bu doğrultuda bir hafta öncesinden bıçak temin ettiğini, maktulü sürekli takip ederek uygun zamanı kolladığını ve olay günü öldürme eylemine karar verdiğini ve otele girmeden hemen önce bıçağını kontrol eden sanığın tasarlayarak öldürme suçunu işlediğini ortaya koymaktadır.
Mahkemenin “tasarlama yok” kararını eleştiren Öztürk, kararı istinafa taşıdıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Tüm bu somut deliller ortadayken mahkemenin, tasarlama unsurlarının oluşmadığı yönündeki değerlendirmesi isabetli değildir. Katılan taraf olarak bu kararı istinafa taşıdık. İstinaf mahkemesinden bu hatalı kararın bozulacağını düşünüyoruz. Bu kadar açık ve net biçimde tasarlamanın bulunduğu, hatta daha önce yaşadığımız diri diri yakılarak öldürüldüğü adli tıp raporu ile ortaya konan Pınar Gültekin de olduğu gibi canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme eyleminin sabit olduğu kadın cinayeti dosyalarında , mahkemelerin tüm bu gerçekleri görmezden gelerek fail lehine cinsiyetçi bir bakış açısıyla karar vermesi, ne yazık ki kadına yönelik şiddet ve cinayet vakalarının artmasına zemin hazırlamakta, yeni kadın katili erkek faillerin ortaya çıkmasına neden olmakta ve adaletin sağlanmasının önünde engel oluşturmaktadır. İstinaftan bu adaletsiz kararın döneceğine inanıyor, davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.”









