Kamu-Sen Muğla İl Temsilciliği tarafından ek zam ve refah payı talebiyle Vergi Dairesi önünde basın açıklaması düzenlendi. İl Temsilcisi Mürsel Özata, “Hükümetten ekonomik zorluklar içinde bulunan memur ve emeklilerimizi gözetecek, aileleriyle birlikte 25 milyona ulaşan bu kitlenin yüzlerini güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir artış bekliyoruz” dedi.
Kamu-Sen Muğla İl Temsilciliği enflasyon verilerinin açıklamasının ardından gündeme gelen memur ve memur emeklilerine verilecek olan zam oranlarını eleştirdi. Vergi Dairesi önünde basın açıklaması düzenleyen sendika üyeleri ellerinde, “Siyasiler seçim derdinde, emekliler geçim derdinde”, “Ekmek pahalı, emek ucuz”, “Ek zam, ek gösterge hakkımız” yazılı dövizler taşıdı.
“Kamunun kendi alacaklarına yüzde 44 oranında zam yaptığı bir ortamda yüzde 11,3 zam yapmayı reva gördüler”
İl Temsilcisi Mürsel Özata yaptığı açıklamada, “Hepimizin bildiği gibi 2024 enflasyonu yüzde 44,38 oldu, yani son 6 aylık dönemde memur ve emeklilerin maaşlarının yüzde 5,75 eridiği resmi olarak açıklandı. Geçtiğimiz yıl kira yüzde 58,5; gıda yüzde6; okul yüzde 91,6; sağlık yüzde 47,6; haberleşme yüzde 34; giyim yüzde 32,8 zamlandı. Hükümetimizde bu enflasyon oranında motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi ve diğer vergi ve cezaları bu rakama göre arttırdı. Dolayısıyla kamu kendi alacaklarına, yeni adı ile yeniden güncelleme, bizim bildiğimiz adıyla yüzde 44 zam yaptı. Bütün harcama kalemlerinin yüzde 40’ların üzerinde arttığı ve kamunun kendi alacaklarına yüzde 44 oranında zam yaptığı bir ortamda memur ve emekli maaşlarına kümülatif yüzde 11,3 zam yapmayı reva gördüler” dedi.
“Cumhurbaşkanımızın, ‘Memuru ve emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim’ sözü yere düşmüştür”
Türkiye Kamu-Sen adına hükümete seslendiklerini belirten Özata, “Milletten hangi oranda alıyorsanız, çalışanınıza, emeklinize de o oranda zam verin. İçinde adalet olmayan maaş sisteminin refah getirmesi mümkün değildir. 2025 yılı için de enflasyonun en düşük yüzde 21 tahmin edildiği bizzat Merkez Bankası tarafından açıklandı. Kaldı ki resmi enflasyon hedefinin yüzde 17,5 olduğu, yeniden güncelleme oranının yüzde 44 olduğu yerde yüzde 6+5 zam izaha muhtaçtır. Bu, açıkça maaşlar 6,5 puan daha eriyecek demektir. Bu, açıkça ‘Ben sizi enflasyona ezdireceğim’ demektir. Cumhurbaşkanımızın, ‘Memuru ve emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim’ sözü yere düşmüştür. Biz ne bu ay verilecek olan enflasyon farkı destekli yüzde 11,54 ‘ü ne de 2025 yılının tamamı için öngörülen kümülatif yüzde 11,3’ü zam olarak kabul etmiyoruz” diye konuştu.
“Memurun emeklinin yüzü gülsün”
“Enflasyon buysa o zaman zam nerede?” diyen Özata, “Yok, eğer bu zamsa o zaman enflasyon nerede? Maaş zamları piyasa gerçekleri ile örtüşsün. Pasta büyüyorsa payımız da büyüsün. Memurun emeklinin yüzü gülsün. Ekonomideki olumsuzlukları memura, emekliye mal ederseniz, toplumu enflasyon canavarına kurban verirsiniz. Bu maaş politikasıyla kamu memur ve emekliye karşı sürekli borçlanmaktadır. Çalışanları sürekli fakirleşen millet, gelişemez, ilerleyemez. Enflasyon farkı sıfır zam demektir; o da sonradan verilen bir telafidir. Bu yapılan ön ödemeli enflasyon tazminatıdır. Refah payı olmayan maaş artışına zam denmez” ifadelerini kullandı.
“Hükümetten adil ve hakkaniyetli bir artış bekliyoruz”
Özata, açıklamasının sonunda taleplerini ise şöyle anlattı:
“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, Türkiye Yüzyılında memur yerde sürünmemelidir. Özetle; Gelir kaybının telafi edilmesi amacıyla başta emekliler olmak üzere tüm çalışanlara ek zam verilmesini, Enflasyon farkının yanı sıra yüksek oranda refah payı uygulamasının getirilmesini, Enflasyon farkının aylık olarak maaşlara yansıtılmasını, tüm kamu çalışanları yüzde 15’lik vergi dilimine sabitlenmesini istiyoruz. Birinci dereceye gelen tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltileceği sözünün tutulmasını talep ediyoruz. Mücadelemiz, başta kamu çalışanları olmak üzere tüm Türk Milletinin daha güzel bir Türkiye’de, yaşanabilir bir ücretle, refah içinde yaşaması içindir. Hükümetten ekonomik zorluklar içinde bulunan memur ve emeklilerimizi gözetecek, aileleriyle birlikte 25 milyona ulaşan bu kitlenin yüzlerini güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir artış bekliyoruz. Önce geçim, sonra seçim.”