Bazılarımıza garip gelecek okudukça anlamlandıracağınız bir soruyla başlayalım:
Kendinizi hangi hayvana benzetiyorsunuz? Hemen cevap vermeyin düşünün üzerine!
Kendime bu soruyu sorduğumda cevabım şüphesiz kaplumbağa oldu. Evet kendimi bir kaplumbağaya benzetiyorum ayrıldığımız tek nokta onun yavaş olması sanırım.
Kaplumbağalar kendini kabuğuyla korumaya alırlar, dışarıdan sert bir kabukları vardır ama içeriden kırılgandırlar herhangi bir tehdit hissettiğinde başını ve ayaklarını kabuğuna çekerek kendini korumaya alır ve kendini güvende hissettiğinde yeniden harekete geçerler.
Evlerini sırtlarında taşıyan bu canlılar da aidiyet duygusu hissetmiyor olabilirler mi sizce? Ya da evleri kendileri olabilirler mi?
Kaplumbağanın yapısı kendini bir yere ait hissedemeyen insanlara bir şey anlatıyor sanki çok derin çok anlamlı: Evin sensin!
Bunca yıl kendinizi ait hissedemediğinizde yaşam alanınızı ya da çevrenizi gözden geçirdiniz belki de ama aidiyet içsel bir durum değil midir sizce de? İnsan kendini güvende ya da huzurlu hissetmediğinde yine kendine tutunmaz mı?
Sırtınıza “yük” ettiğiniz eviniz, dışarıya ve başkalarına karşı ördüğünüz duvar sizi dışarıya karşı koruyup sınır çizdirir belki. Ama bu da yeni bir sorunu doğurur: Carl Yung’un persona kavramı olarak adlandırdığı sosyal maskelerimizi.
Kaplumbağanın kabuğu bir persona mı yoksa kendisini korumaya aldığı güvenli evi mi?
Bu soruya vereceğiniz cevabı yaşantınız ve içsel huzurunuz şekillendirecektir. Bazen de duruma göre değişkenlik gösterecektir sanıyorum ki.
Belki de yaşamın anlamına yüklediğiniz anlamla ilgilidir vereceğiniz cevap.
Nedir hayatınızın anlamını belirleyen bakış açısı?
Kendi kabuğunuzda kendi doğrularınızla güvenli ve duvarlı yaşamak mı yoksa maskelerinizle “mış gibi” hayatı yaşamaya çalışmak mı?
Mutluymuş gibi, iyiymiş gibi, aitmiş gibi…
Başımı kaldırıp etrafıma baktığımda hem kabuklarımıza hem maskelerimize ihtiyacımız olduğunu gördüğüm birçok insan görüyorum. Toplumun “normalleştirdiği” şey bu sanırım.
Normalimiz buysa eğer nereye aitiz?
Kabuğumuza mı yoksa maskelerimize mi?