TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilcisi Coşkun Çatalkaya, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, afetlere karşı yeni bir mücadele anlayışına ihtiyaç olduğunu söyledi. Çatalkaya, “Afetlerin takdiri ilahinin değil, takdiri idarinin bir sonucu olduğunu bilen bakış açısına ihtiyacımız var” dedi.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilcisi Coşkun Çatalkaya, , 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü dolayısıyla oda binasında açıklama yaptı.
“AFET RİSK AZALTMA SİSTEMİNİ ÖNCELEMEYEN MEVCUT DÜZENİ ARTIK İSTEMİYORUZ”
Ege Denizi’ndeki depremlerin, bölgenin jeolojik ve tektonik gerçeklerini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Çatalkaya, “Ülkemizin sadece kara bölgelerinin değil etrafımızdaki denizlerle birlikte üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın jeolojik ve tektonik gerçeğini ve karşı karşıya kalabileceğimiz riskleri tüm açıklığı ile bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu jeolojik yapı depremlerle birlikte tsunami, volkanik faaliyetler gibi birçok jeolojik kökenli riski bir arada değerlendirmeyi ve kentlerin en kötü afet senaryolarının oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Somut jeolojik, ekolojik ve yapılı çevre gerçeklerimizi yansıtmayan, halkımızın sağlıklı, dengeli, güvenli ve tüm varlıklara saygılı bir çevrede yaşama hakkını korumayan, afet risk azaltma sistemini öncelemeyen mevcut düzeni artık istemiyoruz. ‘İmar, Planlama, Yapı Denetim, Kentsel Dönüşüm, Yangın Yönetmeliği’ gibi çoğunluğu kâğıt üzerinde kalan strateji ve belge düzenlemelerini kabul etmiyoruz” dedi.
“AFET SUÇLARINA KARŞI MÜSAMAHA GÖSTERMEYEN YENİ BİR MÜCADELE VE BAKIŞ AÇISINA İHTİYACIMIZ VAR”
Afet tehlike ve risklerine açık ve korumasız hale getiren ayrıcalıkların kaldırılmasını talep ettiklerini belirten Çatalkaya, “Bir an önce, hiçbir sektörel ayrıcalık, muafiyet ve istisna içermeyen; iklim krizi nedeniyle büyüklüğü ve şiddeti artan afet risklerine karşı yaşam alanlarımızı daha dirençli ve hazırlıklı hale getirecek, doğa tabanlı çözümler içeren yeni bir afetlerle mücadele stratejisine ihtiyacımız var. Afetlerin ‘takdiri ilahi’nin değil, ‘takdiri idari’nin bir sonucu olduğunu bilen; 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, İliç maden faciası ve Bolu Kartalkaya yangını arasında özünde fark görmeyen, afet suçlarına karşı müsamaha göstermeyen yeni bir mücadele ve bakış açısına ihtiyacımız var. Bolu Kartalkaya Oteli örneğinde olduğu gibi 78 vatandaşımızın yanarak can vermesine seyirci kalan, ‘İmar Barışı’ adı altında, ‘Yapı Kayıt Belgesi’ ile afet risklerine açık, deprem güvenliği olmayan yapıları meşrulaştıran ve bütün bunları ‘kamu yararı’ gibi yüksek bir idealle yaptığını iddia eden siyaseti ve bu siyasi anlayışları reddediyoruz. İnsanı, doğayı ve yaşam alanlarımızı tahrip eden, afet tehlike ve risklerine açık ve korumasız hale getiren ayrıcalıkların kaldırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
“AFET RİSK AZALTMA MANİFESTOSU HAZIRLANMALIDIR”
Merkezi ve yerel idareler; afetlerle mücadele ve korunma strateji belgelerini, bugüne kadar yaşanan afet ve acil durum deneyimlerini, uluslararası afet yönetim tecrübelerini ve Birleşmiş Milletler Afet Risklerinin Azaltılması Sekretaryası tarafından yayınlanan “Dirençli Kentler” ve “Kentimi Hazırlıyorum” kampanyalarını baz alarak “Afet Risk Azaltma Manifestosu” hazırlamalıdır.
“AFET RİSKİ TAŞIYAN BÖLGELERE İMARA UYGUN OLMAYAN YAPILAŞMAYA İZİN VERİLMEMELİDİR”
Taleplerini dile getiren Çatalkaya, “Şehrin kapasite ve kaynaklarına bağlı olarak, halkın yerel karar vericilerle katılımcı bir modelle şehirlerini planladığı, sürdürülebilir kentleşmenin sağlandığı, yetkin ve hesap verebilir bir yerel yönetim anlayışı benimsenmelidir. Mahallelerin altyapısı yeterli olmalı, afet riski taşıyan bölgelere imara uygun olmayan yapılaşmaya izin verilmemelidir. Ayrıca, tehlikeleri öngörebilen, afet riskleri ve zarar görebilirlik üzerine güçlü bir bilgi altyapısı oluşturan, afet öncesi, sırası ve sonrasında gerekli kaynakları sağlayan, temel hizmetlerini hızla onararak sosyal ve ekonomik faaliyetlerini sürdürebilen bir sistem oluşturulmalıdır. Bu hedefler doğrultusunda, bütünleşik afet risk analizleri yapılarak risk azaltma planları hazırlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Çatalkaya, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“TMMOB jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği olarak, yukarıda saydığımız görüş ve önerilerimiz doğrultusunda Muğla ilimizde özellikle Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin il genelindeki tüm ilçe belediyelerine de örnek teşkil edecek olan ‘afet risklerinin azaltılması ve afet sonrasının planlanmasıyla’ ilgili olarak; başta tüm kamu kurumları olmak üzere meslek odaları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla başlattığı her türlü girişim ve denetim çalışmalarını takdirle karşıladığımızı ve bu girişimlere odamız adına her türlü bilimsel ve teknik desteği sağlayacağımızın yanında, mesleki tecrübemizi de kamunun hizmetine sunacağımızı beyan ediyoruz.”