Muğla Çimento Şirketi avukatının köylüler hakkındaki şikayetlerinden vazgeçeceklerini açıklamasının ardından yargılanan bazı köylülerin avukatı Nuray Şahbudak, “Deştin köy halkını sindirmeye çalışan Muğla Çimento A.Ş., şimdi zaten takipsizlik kararı verilmiş bir konuda ‘lütufmuş gibi’ şikayetten vazgeçtiğini beyan etmesini kamuoyunun takdirine sunuyoruz” dedi.
Muğla’da Bayır ve Deştin Mahallesi arasında kurulması planlanan ancak “ÇED Olumlu” ve yapı ruhsatı iptal olan Çimento Fabrikası alanına giden araçların önünü keserek giriş yapmalarını engellediği iddia edilen köylüler ve çevreciler hakkında suç duyurusunda bulunan Muğla Çimento, sadece yöre halkına karşı yaptığı suç duyurusunu geri çektiğini açıkladı.
Muğla Çimento’nun açıklamasının ardından yargılanan bazı köylülerin avukatı Nuray Şahbudak ise konuyla ilgili zaten takipsizlik kararı verildiğini söyledi. Şahbudak, şu açıklamayı yaptı:
“Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 2023/4224 sayılı soruşturma dosyası ile 07.04.2023 tarihinde işlendiği iddia edilen Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme ve Yönetme, Bunların Hareketlerine Katılma suçlamasına ilişkin 110 kişi hakkında takipsizlik kararı verilmiştir. Dolayısıyla, 2911 sayılı yasaya muhalefet suçundan dolayı ‘Somut olayda şüphelilerin çimento fabrikasının yapımını protesto amaçlı oturma eylemi düzenledikleri, eylemin meşru amaç dışına taşırılıp suç unsuru bir sloganın atıldığı veya bir saldırının olduğu hususunda tespitin bulunmadığı’ gerekçesi ile verilen takipsizlik kararında yapılan eylemlerin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 20. maddesine göre; ‘Her şahıs barışçıl amaçlarla toplanma ve haklarına sahiptir.’
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin toplantı özgürlüğünü düzenleyen 11. maddesinin birinci fıkrası: ‘Herkes barışçı amaçlarla toplantılar yapmak, haklarına sahiptir’ demektedir. Bu hükümde ‘gösteri’ ya da ‘gösteri yürüyüşlerinden’ söz edilmemiş ise de, toplanma özgürlüğünü, gösteri yürüyüşlerini de kapsayacak şekilde algılamak gerekir. Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesinde herkesin barışçıl ve silahsız toplanma hakkı olduğu ifade edilmektedir. 1982 Anayasası’nın 34. maddesinin birinci fıkrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı yer almaktadır: ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.’
Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, toplantıyı, ‘bireylerin bir fikir ya da amacı açıklamak için kapalı veya halka açık yerlerde bir araya gelmeleri’ olarak ifade etmektedir. Düşünce değişiminde bulunmak veya belli ortak çıkarları savunmak amacıyla bir araya gelerek belli fikir ve kanaatler çerçevesinde kamuoyu oluşturma ya da siyasal karar organlarını etkileme amacı ile toplantılar yapılması ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir’ şeklinde yasal dayanağı vardır.
Deştin Köy halkının meşru hak araması suç teşkil etmemektedir ve etmeyecektir. Kaldı ki, tüm eylemler meşru hak arama kapsamında barışçı amaçlarla ifade özgürlüğü kapsamında yaptığı toplanmaları dahi şikayet konusu ederek, Deştin Köy Halkını sindirmeye çalışan Muğla Çimento A.Ş., şimdi zaten takipsizlik kararı verilmiş bir konuda “lütufmuş gibi” şikayetten vazgeçtiğini beyan etmesini kamuoyunun takdirine sunmakta fayda vardır. Madem bugün yalan haberlerin üstüne şikayetten vazgeçeceğini söyleyen firma, neden şikayet ettiği sorgulanmalıdır. 110 kişi mağdur, meşru hak aramada ifade özgürlüğünü kullandığı için savcılıkta ifade vermek zorunda kalmıştır.”