Muğla’da Nitelikli Doğal Sit Alanı’nda bulunan Akyaka Orman Kampı’ndaki parke taşı döşeme, ağaç kesimi ve altyapı çalışmalarına, vatandaşların tepkisi sürüyor. Gökova Ekolojik Yaşam Derneğinden Serdar Denktaş, “Sözleşmenin iptalini ve yürütmenin bir an önce durdurulmasını istiyoruz. Çünkü her geçen gün yeni bir tahribatla karşılaşıyoruz” dedi.
Kamp alanında önceki aylarda konaklama yerlerinin tamamında beton kilit taşlar döşenmeye, mıcır dökülerek yollar oluşturulmaya başlandı. Muğla Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı tarafından da iki ihale ile kanalizasyon ve elektrik altyapısını yenileme ve 7 bin metrekare büyüklüğünde bir otopark alanı oluşturma çalışmaları başlatıldı.
DAVA AÇILDI
Gökova Ekoloji Meclisi ise ekosistemin tahrip edildiği gerekçesiyle Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği ve 11 yurttaşla birlikte 18 Nisan 2025’te Muğla 4. İdare Mahkemesinde alanın bağlı olduğu kurum olan Muğla Orman İşletme Müdürlüğüne dava açtı. Davacılar, sözleşmenin iptalini ve çalışmaları durdurulmasını talep etti.
İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI
Çevreciler ve bölge sakinleri tarafından 22 Nisan 2025 tarihinde kamp alanında forumlar düzenlenmeye ve bölgede eylemler yapılmaya başlanırken, kamp alanındaki faaliyetlerin durdurulması için ıslak imza kampanyası ile birlikte change.org’da da kampanya başlatıldı.
“KAMU FAYDASI YOK”
Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneğinden Neşe Yüzak, Mabolla Medya’ya yaptığı açıklamada, kampta ciddi tahribat yaşandığını belirtti. Kampın, doğal sit alanı olduğunu ifade eden Yüzak, tarihi ve kültürel değeri de bulunduğunu kaydetti.
Sezonun başlamasına yakın günlerde kampta bazı işlemler yapıldığını gördüklerini anlatan Yüzak, bunun üzerine Akyaka ile ilgilenen üç dernek ve Slow Food Gökova Birliğinin çalışmalara başladığını ifade etti.
Yüzak, alanı gezdiklerinde toprak dokusunun tahrip edildiğini, enerji hatlarının çekildiğini, hemen hemen her yere elektrik panolarının konulduğunu, büyük alanlarda kanalizasyon kazısı yapıldığını ve otopark için ormanın tahrip edildiğini gördüklerini belirterek, şunları söyledi:
“Alana geldiğimizde otopark alanındaki bütün ağaçlar iş makineleri ile yok edilmişti. Bunun üzerine orman parkını daha çok merceğe aldık. Gördük ki hiçbir orman kampında olmadığı kadar tahribata uğrayan bir doğa var. Aynı zamanda bu kampın içinde bir kültürel alan var ve bir bazilika var. Muhtemelen kazısı finansman bulunamadığı için yapılamayan bu bazilikanın olduğu yer, bir yerleşim alanı ve muhtemelen de limanı var. Bunların hepsi göz ardı edilerek çok büyük bir yapılaşmaya gidilmiş bir kamp burası.”
“MUĞLA VAKFI, İŞLETMELERİ ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE KİRALAYARAK DAHA ÇOK PARA KAZANMANIN DERDİNE DÜŞTÜ”
Gökova Ekolojik Yaşam Derneğinden Serdar Denktaş ise kampın 2013’te özelleştirilmesiyle birlikte kıyı alanlarının ticari işletmelere açıldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Bu alandaki hukuk dışı faaliyetler, işgaller, tahribatlar yeni değil aslında. 2013 yılında burası ilk özelleştirildiğinde Muğla Vakfına 10 yıllığına kiralanması ile başladı. O dönemde kıyı alanı tamamen ticari işletmelerle dolduruldu ve Kıyı Kanunu’na aykırı olarak oralar ticari alana dönüştürüldü. Kıyı Kanunu, ‘Bütün kıyılar halkın ücretsiz, eşit şekilde yararlanma hakkının olduğu alanlardır’ diyor ama şu an oraya para vermeden, kıyıdan yararlanma imkanınız yok. Muğla Vakfı oradaki işletmeleri üçüncü kişilere kiralayarak daha çok para kazanmanın derdine düştü. Kamp alanının her yerini, gördüğünüz gibi betonlaştırarak yeni karavan alanları, çadır alanları tesis ediyor. Bütün bu yapılanlar aslında buranın koruma statüsüne de uygun değil. Burası nitelikli koruma alanı. Dolayısıyla burada sadece insanların kullanım hakkı olan bir yerden söz etmiyoruz, doğal yaşamın da varlığını sürdürmesi gerekiyor. Yani bu alan aynı zamanda yaban hayatın beslenme, barınma ve üreme alanı. Dolayısıyla onları tahrip ederek, kullanım alanına dönüştürmek koruma hükümlerine aykırı.”
“HER GEÇEN GÜN YENİ BİR TAHRİBATLA KARŞILAŞIYORUZ”
Alanda yapılan çalışmaların sözleşmeye aykırı olduğunu belirten Denktaş, “Buradaki yasa dışı uygulamalardan sadece Muğla Vakfı sorumlu değil. Bu alanın bağlı olduğu kurum Orman İşletmesi. İşletmenin de denetleme görevi var. Burada yapılanların da sözleşmeye aykırı olmaması gerekiyor. 2013’te yapılmış o sözleşme bizim elimizde ve tamamen sözleşmeye de aykırı faaliyetler yürütülüyor. Orman İşletmesi de bunlara göz yumarak burada işlenen suçlara ortak oluyor” dedi.
Sözleşmenin iptalini ve yürütmenin durdurulmasını talep ettiklerini belirten Dentaş, “Biz yüze yakın dilekçe verdik Orman İşletmesine ve bunların hiçbirine cevap alamadık ne yazık ki ve davamızı açtık. Sözleşmenin iptalini istiyoruz ve yürütmenin bir an önce durdurulmasını istiyoruz. Çünkü her geçen gün yeni bir tahribatla karşılaşıyoruz. 7 bin metrekarelik bir otopark yapma sevdasına kapıldılar. Ağaç altı dokusu tahrip edilerek, genç ağaçlar iş makineleri ile tahrip edilerek, 7 dönümlük alan açılmış ve bunun da ihalesini yaptılar. Bunun ihalesini Muğla Valiliğine bağlı Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı yaptı. Dolayısıyla burada en sorumlu kurum valiliktir” diye konuştu.
“SİT ALANLARI DEĞİŞTİRİLDİĞİNDE ANLAYIN Kİ ARKASINDAN TALAN GELECEK”
Avukat Arzu Alper de şöyle konuştu:
“Burası Özel Çevre Koruma Bölgesi, 2. derece doğal sit alanı. Öncesinde 1. dereceydi, sonra derecesi değiştirildi. Zaten derecesinin değiştirilmesi demek, oranın işgaline hazırlık demektir. Bir yol yapılması burada işgale hazırlık demektir. Bütün baktığımız çevre davalarında yollar yapıldığında, sit alanları değiştirildiğinde anlayın ki arkasından talan gelecek, yağma gelecek. Ben bunu bütün baktığım davalarda gördüm” dedi.













