ÖZEL HABER / Muğla’nın Menteşe ilçesindeki Saburhane Meydanı’nda bulunan tarihi Rum hamamı, bakımsızlık nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yıllarca kendi imkânlarıyla yapıyı ayakta tutmaya çalışan Günay Gökcan, 150 yıllık hamamın restore edilerek kültürel mirasa kazandırılmasını istiyor.
Muğla’nın merkez ilçesi Menteşe’de, kentsel sit alanı ilan edilen Saburhane Meydanı’nda bulunan 150 yıllık tarihi hamam, bakımsızlıktan harap hale geldi. 1800’lü yılların sonunda Andon isimli bir Rum tarafından inşa edilen hamam, mübadele sonrası Türk sahiplerine geçerek Özel İdare’ye kaldı. Askerlerin kullanımıyla “Asker Hamamı” ardından da “Zeliha’nın Hamamı” olarak anıldı.
Zeliha Özatalay’ın damadı olan, hamamın işletmecisi Günay Gökcan, tarihi yapının restorasyon izinlerinin zorluğu ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle gün geçtikçe daha fazla tahrip olduğunu belirterek yerel yönetimlerden ve devletten destek bekliyor. Evinin de hamamla aynı avluda olduğunu belirten Gökcan, kendisini tarihi hamamın bekçisi olarak tanımlıyor.
“EMEKLİ MAAŞIMLA AYAKTA TUTMAYA ÇALIŞTIM”
Hamamı, 1949 yılında Özel İdare’nin satın alan kayınpederi Cemal Özatalay’dan devraldığını dile getiren Gökcan, 1984 yılına kadar hamamı aktif olarak işlettiğini, ancak değişen yaşam koşulları nedeniyle hamam kültürünün gerilediğini ifade etti. Gökcan, “1980’den sonra dört yıl çok sıkıntı çektim. Günde 5-6 ton odun harcamam gerekiyordu, çünkü hamam 24 saat çalışıyor, ateşi kesilmiyordu. Günde 3-5 kişi gelirken, zamanla haftada 3-5 kişiye düştü müşteri sayısı. Çünkü evlerde lüks banyolar yapılmaya, otellerde saunalar çoğalmaya başladı. Yıllarca emekli maaşımı harcayarak burayı ayakta tutmaya çalıştım” dedi.
“SİT OLDUĞU İÇİN ONARIM YAPAMIYORUM”
Saburhane Mahallesi’nin kentsel sit alanı ilan edilmesinin hamamın onarımlarını zorlaştırdığını dile getiren Gökcan, “Kiremitleri aktarmak için çatıya çıktığımda bir tarihçi görmüş, ‘buraya dokunamazsın’ diye kızdı. ‘Madem dokunamıyorum, bırakıyorum’ dedim. Şimdi her tarafı akıyor, kokuyor ama vicdan azabı çekiyorum. Bir zamanlar hiçbir koruma statüsü yokken bile orijinal yapıyı korumak için direndim. Bana ‘Beton dök geç’ dediler ama ben yapmadım” diye konuştu.
“HAMAM YENİLENİRSE SABURHANE CANLANIR”
Hamamın müzeye dönüştürülerek Saburhane’nin tarihi dokusuna katkı sağlayabileceğini vurgulayan Gökcan, “Burayı restore etmek sadece hamamı kurtarmak değil, Saburhane’nin tamamını ayağa kaldırmak demektir. Saburhane bir bütün olarak ele alınmalı. Sadece hamamı tadilat etmek yetmez, çevresi dökülüyorsa olmaz. Tarihi Arasta’nın mücadelesini yıllarca tek başıma verdim, sonrasında yapılan çalışmalar ile her tarafı yenilendi. Şimdi aynı şekilde buranın da bakımı yapılsın. Devlet desteğiyle burası eski günlerine kavuşabilir. Madem benim bakımını yapmama izin vermiyorsunuz, o halde devlet baksın, restorasyon yapsın veya burayı müzeye çevirsin” şeklinde konuştu.