Muğla’nın Menteşe ilçesinde hidrojen gazı dolum tesisinde meydana gelen patlamada Nurhayat Karakaş’ın hayatını kaybetmesine ilişkin açılan davanın ikinci duruşması yapıldı. Mahkeme, tüpün neden patladığına dair raporun beklenmesine karar vererek duruşmayı 5 Temmuz’a erteledi.
Menteşe’ye bağlı Bayır Mahallesi’nde hidrojen gazı üretim ve dolum tesisinde, 15 Temmuz’da saat 09.00 sıralarında bir patlama meydana gelmiş, patlamada dolum yapan 2 işçi yaralanmıştı. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan 25 yaşındaki Nurhayat Karakaş hayatını kaybetmiş, vücudunda üçüncü derece yanık oluşan Tuncay Ü. ise tedavisinin ardından taburcu edilmişti.
İŞ YERİ SAHİBİ BABA VE OĞUL TUTUKLANMIŞTI
Yapılan incelemelerin ardından patlamanın dolum sırasında yaşanan gaz kaçağından kaynaklandığı tespit edildi. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında iş yeri sahibi Ali Babur ile oğlu Akın Babur, ‘taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme’ suçundan tutuklandı.
İLK DURUŞMADA TUTUKLU SANIKLAR TAHLİYE EDİLDİ
Patlamaya ilişkin açılan davanın geçtiğimiz yıl Aralık ayında yapılan ilk duruşmasında savcılık, baba ve oğlunun tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti, şüpheli olarak adı geçenlerle ve olayla ilgili olarak savcılık tarafından alınacak kapsamlı raporun beklenmesine karar vererek, duruşmayı 27 Mart 2024 tarihine erteledi.
Bugün Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan ikinci duruşmada ise 3 tanık dinlendi. İş güvenliği firmasının sorumlusu yanık C.K, “11 yıldır bu işi yapıyoruz. Olay günü sabah saatlerinde Ali bey iş kazası olduğunu söyledi firmaya gittik. O esnada jandarma Fatih beyi götürdü. Gözaltına alındılar. Ben firmayla görüştüm Melek hanıma bilirkişi liste vermiş evrakları tamamlamı istemişler. Firmayla iş güvenliği sözleşmesi yapıyoruz. İş güvenliğini veren son kişi Fatih beydi. Ben sadece firmayla hizmet anlaşması yaparım. Biz yaklaşık 400 firmaya hizmet veriyoruz” dedi.
RABİA ÖZDEMİR: “ABLAMIN TÜP DOLUMUYLA ALAKALI GÖREVİ YOKTU”
Nurhayat Karakaş’ın kardeşi Rabia Özdemir, “Kardeşim 5 yıldır orada çalışıyordu. İlk iş yeriydi. Haberi aldığımda İzmir’deydim. Ablamla konuşmuştuk. Artık orada çalışmak istemiyorum yurtdışından yeni tüpler gelecek. Yetişemiyorum dedi. Benim kardeşim bire bir mobinge maruz kaldı. Muhasebe personeliydi. Tüp dolumuyla alakalı görevi yoktu. Tüpleri boş ve dolu diye sayım yapması gerekiyordu. Kardeşimin işyerlerine giderdim. Ben ordayken ablamın ofisine çıkardım. Kardeşimin telefonunda fotoğrafları gördüm. Çalışanların her birinin kendi elleriyle tüpleri içeriye taşıdığını gördüm. Tüplerin bulunduğu yerde sigara içildiğine şahit oldum. Orda çalışan bir kisiyi ablamın uyardığına şahit oldum” dedi.
TANIK M.G.: “NURHAYAT VE TUNCAY’IN TÜP DOLUMUNA İLİŞKİN GÖREVİ YOKTU”
İşyeri çalışanlarından doğum izninde olan M.G, “Olay günü orada değildim. Evden çalışıyordum. Olay günü geldim şirkete. Olayla ilgili bir bilgim yok. Bilirkişinin isteklerini çözmeye çalıştım. Bayır’da ki tesisle Ali bey ilgileniyordu. Nurhayat sevkiyata bakıyordu. Tuncay Ünal Milas’taki tüpleri toparlayıp bize getiriyordu. Nurhayat ve Tuncay Ünal’ın tüp dolumuna ilişkin görevi yoktu. Daha önce Tuncay beyin dolum yaptığını görmedim. Dolumu sadece dolumcu yapar. Ali Babür’ün uyarma sorumluluğu var. Patlamadan sonra bilirkişi istediklerini verdim. Evrakları biz hazırlayacağız siz kendi evraklarınızı hazırlayın dediler. Jandarma Fatih beyi götürdü. C.K. dosya hazırlamaya devam etti. O gün evrakları C. K. götürdü. Nurhayat’a mobing uyguladığıma dair iddialar doğru değil” diye konuştu.
ALİ B.: “30 YILDIR İLK DEFA BÖYLE BİR KAZAYLA KARŞILAŞTIK”
Tutuksuz sanık iş yeri sahibi Ali B., ise savunmasında “Gaz sektöründe 30 yıllık geçmişimiz var. Bütün çalışmalarımız standartlara uygundur. Bütün basınçlı kapılarımız standartlara uygundur. Tüpün 2 şekilde patlama olayı vardır. Ya imalat hatası yada sabatoj olasılığı vardır. 30 yıldır ilk defa böyle bir kazayla karşılaştık” dedi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme, sanıkların tutuklanma talebini reddetti. Tüpün neden patladığında dair yapılan inceleme raporunun gönderilmesi için yazı yazılmasına karar verdi. Duruşma 5 Temmuz’a ertelendi.
ALACA: HUKUKİ SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Duruşma sonrası açıklama yapan Karakaş’ın aile avukatı Didem Alaca, “İlk duruşmada sanıklar tahliye olmuştu. Tahliye olan sanıklar ile ilgili biz bugün tekrar tutuklama talebinde bulunduk. Dosyaya yeni delilerin geldiğini ve bu celse yaşanan gelişmeler neticesinde tutuklanmalarını talep ettik, mahkeme bu talebi reddetti. Hukuki sürecin takipçisi olacağız” dedi.
“KIZIMIN ACISINI KABULLENEMİYORUM”
Nurhayat Karakaş’ın annesi Süheyla Orgun, “Ben kızımın acısını hala kabullenemiyorum. Adaletin tecelli etmesini diliyorum. Benim kızımın hayatı bu kadar ucuz olamaz. Hala kaldıramıyorum, kabul edemiyorum. İnsanların rahat rahat kendilerini savunmaları beni rahatsız ediyor. Geçmiş olsun taziyesi bile oluşmadı. Bir insan bu kadar ucuz muydu. Tek isyanım bu” dedi.
Sanıkların avukatı ise şu açıklamayı yaptı:
“Bu olay gerçekten çok üzücü bir olay. Ali Bey ve Akın bey Nurhayat hanımın kaybından dolayı çok üzgünler. Bu sürede 6 ay boyunca tutuklu kaldılar. Gerek biz gerek Ali bey de Akın bey de olay olduğu tarihten itibaren ailesine başsağlığı dileklerimizi ilettik. Yanlarında olmaya çalıştık ama hiçbir şey Nurhayat hanımı geri getiremez. Az önce duruşma sonrasında ve sırasında aileye herhangi bir zararları varsa karşılayabileceğimizi, yapabileceğimiz herhangi bir şey varsa yapabileceğimizi ilettik. Çok üzgünüm. Böyle bir olay olsun istemezdik. Ama 6 aydır tutuklu kalan müvekkillerimin şimdi yeniden tutuklanmasının talep edilmesini doğru bulmuyoruz. Tabiki şeriatın kestiği parmak acımaz. Mahkeme kararını verecektir.”