Muğla’nın Menteşe ilçesinde DİSK’in çağrısıyla bir araya gelen emek ve meslek örgütleri, yarım günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Ortak basın açıklamasında, “Halkın demokratik iradesine sahip çıkma olarak başlayan eylemler, 23 yıldır biriken öfkenin patlamasıyla ülke genelinde demokratik bir direniş dalgasına dönüştü” denildi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek amacıyla bugün ülke genelinde yarım gün iş bırakma eylemi düzenledi.
DİSK Genel-İş, KESK, Eğitim-Sen, Tabip Odası ve TMMOB Muğla üyeleri de Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
“KOCABAŞ: “HALK DESTEĞİNİ YİTİRENLER HUKUK DIŞI BİR OPERASYON SÜRECİ İŞLETİYOR”
DİSK Genel-İş Sendikası Muğla 1 No’lu Şube Başkanı Uzak Kocabaş, burada yaptığı konuşmada, “Milyonların alım gücü hızla düşerken, gelir dağılımı adaletsizliği büyüyor. Halkın çok büyük bir bölümü ‘asgari’ ile yaşamaya mahkûm edilirken, küçük bir azınlık servetine servet katmaya devam ediyor. Gelirde ve vergide adaletsizlik ile beraber ülkede de adaletsizlik büyüyor. Hapishaneler, bir yıl önce seçim kazanan siyasetçilerle, işçilerin hakkını savunan sendikacılarla, gerçeklerin peşinde koşan gazetecilerle, itiraz eden yurttaşlarla dolduruluyor. Halk desteğini yitirenler, siyasi rakiplerine yönelik hukuk dışı bir operasyon süreci işletiyor. Buna itiraz eden çocukları, gençleri, işçileri, emekçileri, kadınları, gazetecileri tutukluyorlar. Anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak, tutuklama gerekçesi olarak gösteriliyor” diye konuştu.
“23 YILDIR BİRİKEN ÖFKENİN PATLAMASI”
Sendika ve Odalar tarafından yapılan ortak basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi:
“Özgürlük ve demokrasi isteyen milyonlar ülkenin dört bir yanında günlerdir meydanlarda hak ve özgürlük için seslerini yükseltiyor. Milyonlarca İstanbullunun oylarıyla Belediye Başkanı seçilmiş Ekrem İmamoğlu’na yönelik haksız ve hukuksuz siyasi operasyonlara karşı halkın demokratik iradesine sahip çıkma olarak başlayan eylemler, 23 yıldır biriken öfkenin patlamasıyla ülke genelinde demokratik bir direniş dalgasına dönüştü. Başta öğrenci gençlik olmak üzere milyonlarca yurttaş, ülkede demokrasi ve hukukun ayaklar altına alınmasına, sefalet ücretlerine, yoksulluğa, geleceksizliğe, çürümüşlüğe ve zorbalığa karşı isyan ediyor. Böylesi bir haklı direniş dalgası karşısında kendini gözden geçirmesi gereken iktidar ise tam tersine sokağa çıkanları hedef alıyor. Hak ve özgürlükleri için meydanlara çıkanlara saldırıyor, gelecekleri için seslerini yükselten üniversite öğrencilerini, haber yapan gazetecileri, aydınları, sanatçıları, emekçileri gözaltına alıp tutukluyor.
“HALK ARTIK BU DAYATMAYI KABUL ETMEZ”
Tüm bu adaletsizlikler karşısında susmamızı, onların dediklerini yapmamızı, onların verdikleriyle yetinmemizi, sessiz bir şekilde itaat etmemizi istiyorlar; hatta sadece istemekle de yetinmiyor bunu dayatıyorlar. Ancak ülkenin dört bir yanında sokaklara çıkan milyonlar göstermektedir ki bu halk artık bu dayatmayı kabul etmez. Bizim ülkemizde de er ya da geç bu otoriter baskıcı dönem sona erecek; bu hukuksuzluklara teslim olmayanlar, itiraz edenler kazanacak; bugün yapılan tüm bu hukuksuzlukların hesabı mutlaka sorulacaktır. Hukuksuzluktan, sömürüden, baskı ve şiddet politikalarından beslenenlere karşı tek çıkış yolu; ülkemizin eşit, özgür, barıştan yana demokratik yarınları için dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir. Bunun için; işine, ekmeğine, hakkına ve hukukuna yani geleceğine sahip çıkan, düşüncesini ve kimliğini özgürce yaşamak isteyen bütün emekçileri ortak bir tavır almaya, birleşik güçlü bir direniş hattı yaratmaya çağırıyoruz.”












