Umut aşılamayan siyasi gelişmelerin ya da kavga gürültünün ötesinde arada çevreyi tehdit eden olumsuzluklara ya da toplumsal önem arz eden konulara da yer vermeyi habercilik hayatımın bir parçası olarak gördüğüm doğrudur.
Küçük gibi görünen yerel sorunların dile getirilip çözümlenmesi büyük bir kitlenin yararına olabiliyor.
Bu sorun teşkil eden ve kısa vadede çözüm getirebileceğine inandığım konuları kendi sosyal medya ortamımda da ara ara paylaşım yapıyor ve konunun hızlı takip edilmesine de katkı koymaya çalışıyorum.
Örneğin Rize ilimizde çayın babası olarak bilinen Türk Çay Enstitüsü’nün kurucusu Muğlalı Zihni Derin (1880-1965)’in kendi şehrinde ilgi görmeyip hatırlanmamasına eleştirel bir paylaşımla aktarmam gibi.
Döneminde ismi verilen bir iş merkezinde olmuş olsun mantığıyla adının yaşatılmaya çalışılıyor olduğu gibi ya da..
Üniversitemizin Muğla Üniversitesi adıyla anıldığı yıllarda Rektör Yardımcısı iken tanıdığımız, şimdiki yerleşik bir Muğla sevdalısı olarak adından söz edeceğim, aynı anda Türk Yazarlar Birliği Muğla İl Temsilcisi Prof. Dr. Namık Açıkgöz hocam, Zihni Derin’in ölümünün 50. yılında bile hatırlanmadığından dem vururken, ölüm tarihi olan 25 Ağustos 2025 itibariyle vefatının 60. yılında bile bir anma ile hatırlanabileceğini kaydetti.
Kendisiyle zaman zaman istişare ederiz. İstişare konularımız hep Muğla’nın yararına sayılabilecek konulardır.
Hoca doğru söylüyordu.
Şöyle bir düşününce, herşeyin içinde görmeye alışık olduğumuz Muğla Valiliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi’nin Muğla’nın ve ülkenin bir değeri olan Zihni Derin’i yaşatmak ya da anmak için hiçbir şey yapmadığını görebilmek mümkün.
Düşünsenize şehrin böyle bir değeri var ve kimse bunun farkında değil.
Türkiye’de 1930’lara kadar yaygın olmayan çay tarımını, inatla ve ısrarcı girişimleriyle Doğu Karadeniz bölgesine kazandıran bir değerin hemşehrisi olmanın haklı gurunu yaşayan eminim ki sadece ben değilimdir.
Ben Zihni Derin’i bir gazeteci olarak biliyorum ama halkımız tanıyor mu bunu merak ettim ve hemen Mabolla Medya bünyesinde görev yapan haberci arkadaşlarıma sokağa çıkmalarını ve halka Zihni Derin’i sormalarını istedim.
Yazı kaleme alındığı sırada arkadaşlarımız sokakta halka soruyorlardı. Çıkacak sonucunu da elbette sizlerle paylaşacağım ya da siz izlediğinizde bir fikriniz olacaktır.
Eminim ki sayı olarak az kişi bilecek Derin’i ama bu sonuç vatandaşın suçu değil.
Tamam adı bir caddeye ve bir iş merkezine verilmiş olabilir ama o kadar. Adını böyle yaşatınca Muğla kültürüne hizmet etmiş sayılmıyosunuz. Okul çağındaki çocuklardan başlamak suretiyle Zihni Derin bilinmeli, düzenlenen yüzlerce etkinlik ve toplantı arasında geleneksel hale getirilmeli ya da Rize’deki gibi büstü dikilmeli.
Ama yapılmadı, akıl edilemedi, öncelikler başka alanlara yönlendirildi.
Oysa ki, Doğu Karadeniz halkı bu değerin farkında ve adını saygıyla yaşatmakta. Doğu Karadeniz’in ekonomik kalkınmasını sağlayan birinin adını hiç unutmadan hep diri tutmakta.
Çünkü Zihni Derin Karadeniz’in kaderini değiştirmişti.
Karadeniz için hal böyleyken, Muğla ise, ortada sadece Zihni Derin’e sahiplenmemesi gibi bir gerçek var.
Namık Açıkgöz hoca Zihni Derin’i daha önce kaleme aldığında bu ilgisizliğe dikkat çekmiş ve her 25 Ağustos’ta adına toplantıların düzenlenmesi, şiir, resim ve kompozisyon yarışmalarının düzenlenmesi ve yapılacak tarımla ilgili toplantılara, onun adının verilmesi gerektiğinden dem vurmuştu.
Katılıyorum Namık hocaya. Bu sözünü ettikleri yapılmalı ki, Zihni Derin ismi zihinlerde canlı ve taze tutulsun.
2015 yılında vefatının 50. yılı olan Zihni Derin’in içinde bulunduğumuz 2025 yılı, ölümününün 60. yılını kapsıyor.
Bu eleştirilerimize ve önerilerimize rağmen bir adım atılmış değil. Kısacası Muğla, Zihni Derin gerçeğinden bihaber.
Umarız bu önerilerimiz bir ufuk açar ve Zihni Derin kendi şehrinde layıkıyla değer görerek anılmaya başlar.
Ha bu arada Zihni Derin’in adını taşıyan iş merkezinde bulunan asansör de uzun zamandır hizmet vermiyor.
Vefatının 60. yılında bari adını taşıyan iş merkezindeki asansör çalışır hale getirilsin.
Bu işin Derin’in adının yaşatılmasıyla ilgii yok pek tabi ki. Benimki ironi.
Zihni Derin ismini çalışmayan asansörle bir araya getiremeyiz ama asansörün insanlığın yararına hizmet vermesini isteriz.
Malum bu çalışmayan asansörün bulunduğu önceki adıyla alışveriş şimdiki haliyle iş merkezine evrilmiş yerde belediyenin en yoğun ve vatandaş sirkilasyonu fazla olan imar ve yapı kontrol müdürlükleri var.
Buraya doğal olarak gelen yaşlı ve engelli vatandaşlar da bu birimlere erişmekte güçlük çekiyor. Ayrıca bu kadarla da kalmıyor. Mali hizmetler ve hukuk işleri müdürlükleri de bu yapının içinde hizmet vermekte.
İşin tuhafı mali hizmetler müdürlüğünde engelli bir personelin de görev yaptığını da öğrenmiş bulunmaktayım. Biz halk yararına olacak bir sorunun giderilmesi için uyarımızı yapalım, gerisi iş merkezi yönetiminin veya ilgili kim varsa onların bileceği iş.
Bu vesileyle Rize’de büstü olup, kendi şehri Muğla’da hatırlanmayan Zihni Derin’i, vefatının 60. yılında rahmet ve saygıyla anarken, fikri ve görüşü olmadığı halde paylaşım ve yazılarımız üzerinden rol çalıp, duyarlılık görüntüsü oluşturmaya çalışan şahsiyetlere de selamlarımı iletirim.