MSİ’den Büyükşehir’in stratejik plan çalışmalarına tepki: “MUÇEV paydaşlar arasında yer alıyor”

Muğla Su İnisiyatifi tarafından Büyükşehir Belediyesi’nin 2025-2029 yıllarını kapsayan stratejik plan çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Açıklamada ayrıca MUÇEV’in de paydaşlar arasında bulunduğu belirtilerek, “Kıyı işgallerinin baş sorumlusu MUÇEV stratejik ortak, peki işgallere karşı mücadele veren halk nerede? Paydaş listesine baktığımızda MUÇEV adını görmek biz Muğlalılar için oldukça ürkütücü” denildi.

Açıklamada şu ana kadar yürütülen stratejik plan sürecinden Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin şeffaflık ve katılımcılık adına iyi bir sınav vermediği belirtilerek, “Stratejik plan sürecini yerel seçim öncesinde başkan adaylarının verdikleri sözlerin yaşama geçirileceği önemli bir araç olarak görüyoruz. Zira başkan adaylarından halka ve sivil toplum örgütlerine yönelik yaptıkları konuşmalarda şeffaflık, katılımcılık, kenti birlikte yönetmek ifadelerini bolca duymuştuk, haliyle o sözlerin somut karşılıklarını bu plan sürecinde görmek istiyoruz. Ancak şu ana kadar yürütülen stratejik plan sürecinden Muğla BŞB’nin şeffaflık ve katılımcılık adına hiçte iyi bir sınav vermediğini düşünüyoruz. Öyle görünüyor ki, Stratejik Plan halkı, sivil toplum örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, Muğla’nın asli unsurlarını işe katmadan, sermaye ve devlet kuruluşlarının işbirliği ile halkın iradesini, kamu yararını temel alarak değil, şirketlerin yararına kotarılmak isteniyor. Katılımcılık adı altında kamu yararını, toplum yararını savunan kesimlerin özenle dışlandığı, samimiyetten uzak bir süreç yürütülüyor” denildi.

“MSİ olarak stratejik plan sürecine katılma talebimizi oldukça zorlanarak, defalarca yanıt alamadığımız girişimlerimiz sonucunda nihayet kabul ettirebildik”

Stratejik plan süreci ile ilgili çalışmaların değerlendirildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Muğla BŞB’nin 2025-2029 Stratejik Plan süreci yetersiz duyuru ile Muğlalıların ve sivil toplum örgütlerinin haberi olmadan başlatıldı. BŞB’nin elinde daha önceki plan sürecine katılmış örgütlerin listesi olmasına karşın o örgütlere duyuru yapılmadı. Birçok örgütün süreçten haberi olmadı. Yalnızca MSİ gibi konuyu yakından takip eden örgütler doğrudan başvurarak sürece katılmaya çalıştılar. MSİ olarak biz de stratejik plan sürecine katılma talebimizi oldukça zorlanarak, defalarca yanıt alamadığımız girişimlerimiz sonucunda nihayet kabul ettirebildik. Bu anlamda şeffaflık ve katılımcılık ilkelerinin daha en başından büyük zarar gördüğünü düşünüyoruz. MSİ olarak SP sürecine katıldığımız bilgisi tarafımıza ekinde paydaş listesi bulunan bir yazı ile birlikte bildirildi. Paydaş listesi, ‘iç ve dış paydaşlar’ olarak tanımlanan, Muğla ile ilgili stratejik kararların birlikte alınacağı kurum ve örgütlerden oluşuyor. Resmi kuruluşlardan ve kurum içi birimlerden oluşan iç paydaşlar yanında birçok ticari kuruluşun, Muğla’yı temsil etmeyen kuruluşun listede olduğunu, ancak olması gereken birçok örgütün ise olmadığı bir dış paydaş listesi.”

“Yaşam alanlarını koruma mücadelesi verenler neden paydaş değil?”

İnisiyatiften yapılan açıklamada stratejik plan sürecine dair eleştiriler ise şöyle sıralandı:

“Muğla yüzölçümünün %59’unu, orman alanlarının ise %65’ini kapsayan genişlikte maden ruhsatları verilmiş ve Muğla’nın yaşam kaynakları, geleceği yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Muğla’nın birçok yerinde halk, köylüler, sivil toplum örgütleri yıllardır ormanları, zeytinlikleri, tarım alanlarını, meraları, su havzalarını koruma mücadelesi veriyor. Üstelik Muğla BŞB zaman zaman bu mücadelelere lojistik destek de veriyor. Yani yaşanan ekonomik, ekolojik ve sosyal yıkımın farkında. Hal böyleyken bize resmi olarak gönderilen paydaş listesine baktığımızda Tema Vakfı ve MSİ dışında tek bir çevre/ekoloji örgütü listede yer almıyor. MSİ olarak listeye nasıl zorlayarak girebildiğimizi de yukarıda açıklamıştık. Örneğin, yıllardır termik santrallere ve o santrallere kömür sağlamak için işletilen kömür ocaklarının neden olduğu yıkımlara karşı mücadele verilen Milaslılar ve Yatağanlılar neden paydaş değiller? Bodrum’un yaşadığı susuzluğun asıl sorumlusu kapatma kararına rağmen faaliyetlerini sürdüren termik santrallere yapılan su tahsislerinin iptal edilmesi için yüzlerce dilekçe veren Bodrumlular, santrallerin kapatılması için yıllardır mücadele veren sivil toplum örgütleri neden paydaş değiller? Muğlalıların yıllardır haykırdığı ‘Kömürsüz Muğla’ talebinin dile gelmesinden, bu talebin kent politikası olarak talep edilmesinden mi rahatsızlık duyuluyor? İkizköylüler, Karacahisarlılar, Turgutlular, Deştinliler, Köyceğizliler, Ulalılar, Fethiyeliler, Ortacalılar, Dalamanlılar, Datçalılar, Marmarisliler, Kavaklıldereliler, Seydikemerliler bu planın neresindeler?”

“Paydaş listesinde MUÇEV adını görmek biz Muğlalılar için oldukça ürkütücü”

Muğla Çevre Vakfı (MUÇEV) Turizm Ticaret Anonim Şirketi’nin de paydaşlar arasında olduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Kıyı işgallerinin baş sorumlusu MUÇEV stratejik ortak, peki işgallere karşı mücadele veren halk nerede? Paydaş listesine baktığımızda MUÇEV adını görmek biz Muğlalılar için oldukça ürkütücü. Her ne kadar adında ‘vakıf’ ibaresi olsa da bir anonim şirket olan MUÇEV, Muğla bölgesinde kamusal alanların ticarileştirilmesinin, kıyı yağmasının baş sorumlusudur. Üstelik Muğla BŞB ve Datça Belediyesi tarafından da dava açılmış, kıyıların bu şirkete ihalesiz olarak devredilmesinin yasaya aykırılığı Danıştay tarafından onaylanmış olmasına karşın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının korumasında kıyı yağmasına devam etmektedir. MUÇEV, Kıyı Kanununa aykırı olarak Muğla’nın birçok kıyı alanında bizzat kendisi ya da kiraya verdiği üçüncü kişiler tarafından inşa edilen yasaya aykırı yapıların ve şezlong işgallerinin sorumlusudur. Kıyılar işgal altında iken birçok yerel sivil toplum örgütü Fethiye, Datça, Dalyan , Göcek, Bodrum, Marmaris, Akyaka gibi denize, göle, akarsulara kıyısı olan ilçe ve mahallelerde bu imtiyazlı şirketin neden olduğu işgallere karşı mücadele verirken o örgütlerin hiçbirisi ‘paydaş’ olarak iletişim kurulmamış ve listeye alınmamış. Şunu da eklemekte yarar var: 2020-2024 stratejik planında da bu örgütün ismi paydaş listesinde yer alıyordu ve o plan sürecine katılan sivil toplum örgütlerinin itirazı ile listeden çıkartılmıştı. Şimdi ne değişti de bu şirket yeniden listeye girdi, bu dayatmanın açıklaması nedir?”

“Muğla’da iklim değişikliğine karşı bir politika oluşturacak mıyız?”

Açıklamada iklim değişikliğine ise şöyle değinildi: “Bölgemizde dört tane özel çevre koruma bölgesi, orman ekosistemleri, sulak alanlar, milli parklar, kıyı ekosistemleri, önemli doğa alanları mevcut. Ne yazık ki özenle korumamız gereken bu ekosistemlerle birlikte tarım alanları, zeytinlikler ve köyler; maden, enerji, sanayi, turizm ve kentleşme baskısı altında yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Eğer Muğla’da iklim değişikliğine karşı bir politika oluşturulacaksa, tüm bu yıkım projelerine karşı Muğla genelinde halkın verdiği mücadelelerin ortaklaştırılması, doğanın korunması ortak bir kent politikasına dönüştürülmesi zorunluluktur. Muğla halkının, demokratik kitle örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin, odaların, baronun, ilçe belediyelerinin ve Büyükşehir Belediyesinin birlikte sorumluluk aldığı, kentin bugünün ve geleceğinin topyekün savunulacağı bir politika. Muğla BŞB’den tam da bu konuda öncülük yapması, stratejik plan sürecini bunun için bir zemine dönüştürmesi beklenirken, BŞB’nin yıkımın tarafı olanları paydaş olarak kabul edip, Muğlalılara, bu yıkımın mağdurlarına, yıkımlara karşı duranlara söz hakkı, politikaların oluşturulma sürecine katılma hakkı tanımaması kabul edilemez. En azından ‘halkçı belediyecilik’ten anladığımız bu değil.”

“Stratejik Planda üniversite öğrencilerini kimler temsil ediyor?”

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Yaklaşık 50.000 öğrencisi ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine ev sahipliği yapan Muğla’nın rahatlıkla bir öğrenci kenti olduğu söylenebilir. Ancak paydaş listesine bakıldığında hiçbir öğrenci temsilcisi örgütün listede olmadığı görülüyor. Buna karşılık Muğlalı öğrencilerin temsilcisi olarak kabul edilemeyecek olan İlim Yayma Cemiyeti paydaş olarak listede yer alıyor. Bu örgütün kendi isteği ile mi yoksa BŞB’nin özel daveti ile mi, yoksa BŞB dışından dayatılarak mı listeye alındığı açıklanması gereken bir durumdur.

“Mevsimlik işçiler bu kentin asli unsurları değil midir?”

Muğla’da turizm, tarım, maden ve inşaat sektöründe taşeron işçi olarak binlerce emekçi çalışmaktadır. Paydaş listesine baktığımızda, çoğu mevsimsel işçi olan ve sendikasız çalışan bu emekçilerin stratejik planda temsiliyetinin sağlanmadığı görülüyor. Öğrenciler gibi onların da yaşadıkları sorunların, taleplerinin dile getirilmesinin önemsenmediğini anlıyoruz. Muğla’da her yıl iş cinayetlerinde birçok işçinin yaşamını yitirdiği dikkate alındığında bu da kabul edilemez bir eksiklik olarak dikkat çekiyor.

“Anketle katılımcılık olur mu?”

MSİ olarak nihayet katılma talebimizin onaylandığını bildiren resmi yazıyı aldığımızda çok şaşırdık. Zira, politikaların oluşturulduğu sürece etkin katılarak diğer sivil toplum örgütleri ve halkın temsilcileri ile birlikte paylaşmak üzere önerilerimizi hazırlamaya başlamışken gelen yazıda bize yalnızca bir anketin web adresi gönderilmişti. Yani bize ‘hak’ görülen yalnızca bir anket doldurmaktan öteye gitmiyordu. Üstelik bu anketin linki yalnızca BŞB’nin paydaş listesine kattığı örgütlere gönderiliyordu. Ankete baktığımızda ise çok seçmeli sorularla sunulan seçeneklerden birinin işaretlemesi isteniyor, oldukça daraltılmış bir alanda sivil toplum örgütlerinin fikir belirtmesi bekleniyor. BŞB’nin SP yöneticilerine telefonla ulaşarak yüz yüze toplantıların olup olmayacağını sorduğumuzda eğer ‘zaman kalırsa’ bir toplantı yapılabileceği yanıtını aldık. MSİ olarak durumu değerlendirdiğimizde, Muğla genelinde birçok örgütün bileşeni olan bir örgüt olarak böylesine kısıtlanmış, doğrudan söz hakkı tanınmayan bir stratejik plan sürecinin ne katılımcılığından, ne de şeffaflığından söz edilemeyeceği; sermaye odakları ile birlikte hazırlanacak bir stratejik planın paydaş olamayacağımız değerlendirmesinde bulunduk.”

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik plan dönemine ilişkin amaç ve hedefler ise şöyle sıraladı:

AMAÇ: Muğla’yı doğayla uyumlu, ekosistemlerin korunduğu bir kente dönüştürerek iklim değişikliğine dayanıklı, doğal yaşamın sürdürülebilirliğinin sağlandığı bir kent oluşturmak,
1.1 Tarım, orman ve kıyı ekosistemlerinin korunması için imar planlarının yeniden düzenlenmesi,
1.2 Su havzalarının korunması için imar planlarının yeniden düzenlenmesi, yönetim planlarının oluşturulması,
1.3 Özel Çevre Koruma Bölgeleri için yönetim planlarının oluşturulması.
AMAÇ 2: Kamusal Yaşamın Güçlendirilmesi
2.1 Deniz, akarsu ve göl kıyı alanlarının, plajların ticarileştirilmesinin önüne geçilmesi, halkın kıyı alanlarından ücretsiz ve serbest yararlanmasının sağlanması,
2.2 Hazineye ve Belediyeye ait taşınmazların satışına son verilmesi,
2.3 Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının özelleştirilmesine son verilmesi,
AMAÇ 3: Muğlalıların yaşamlarını ilgilendiren kentsel politikaların oluşturulmasına, kararların alınmasına katıldabildiğı demokratik bir belediyecilik kültürünün oluşturulması,
3.1 Muğlalıların yerel yönetim politikalarının oluşturma ve karar alma süreçlerine etkin katılımının sağlanması,
3.2 Belediye yönetiminin şeffaflığının sağlanması,
3.3 Belediye yönetiminin hesap verebilirliğinin sağlanması.”

Paylaş