Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Bozburun’un, Helenistik Dönem’de aktif bir ticaret merkezi olduğunu kanıtlayan ‘Kaletepe Yazıtı’ gün yüzüne çıktı. Yazıtta, Anadolu coğrafyasının farklı kentlerinden gelen sekiz kişi, henüz belirlenemeyen bir amaca yönelik yaptığı finansal katkılarla birlikte listelenmiş.
Diken’in haberine göre; Tepebaşı mevkii sınırlarında bulunan ve daha önce bilimsel bir yayına konu olmayan yazıt, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Volkan Demirciler ve ekibi tarafından Kaletepe sırtlarındaki titiz araştırmalar sonucunda bilim ve kültür dünyasına kazandırıldı.
Büyük bir açık hava müzesi konumundaki Türkiye coğrafyasında, kazı çalışmaları dışında yüzey araştırmaları da bölgeler hakkında önemli bilgilere erişilmesini sağlıyor. ‘Kaletepe Yazıtı‘ yarımada özelinde son yüzyılın en önemli epigrafik keşiflerinden biri.
Antik Dönem’de Karya Khersonesosu veya Rodos Peraiası olarak bilinen Bozburun Yarımadası’nda bulunan yazıtların çoğu, son 150 yıldır yabancı gezgin ve arkeologlarca yurt dışındaki müzelere götürüldü. Yazıtlar, bölgenin politik ve sosyo-ekonomik koşulları dâhil bilinmeyen pek çok yönü hakkında bilgi veren nadir buluntular kategorisinde.
Yine yazıtlar sayesinde Bozburun Yarımadası’nın en eski sakinlerinin, sanılandan çok daha aktif bir ticaret ve kültür hayatına sahip olduğu anlaşılmaya başladı.
Dr. Volkan Demirciler ve ekibi, 2021’den itibaren Bozburun Yarımadası’nın genelinde yürüttüğü arkeolojik yüzey araştırmaları kapsamında, bölgenin arkeolojik envanterini çıkarmanın yanı sıra yerleşim modellerini, antik tarım teraslarını, hidrolojik potansiyelini ve yerleşim-tarım ilişkisi sunan tüm arkeolojik veriyi titizlikle inceliyor, yeni sitlerin izini sürüyor ve belgeliyor.
Helenistik döneme tarihlendirilen ‘Kaletepe Yazıtı‘nda Anadolu coğrafyasının farklı kentlerinden gelen sekiz kişi, henüz belirlenemeyen bir amaca yönelik yaptığı finansal katkılarla birlikte listelenmiş. Yerli olmayan bu kişilerin, bir kült ya da meslek birliğine bağlı olabileceği düşünülüyor.
Özel mezar kitabeleri hariç bölgedeki antik yaşamın ayrıntılarına yer veren ve içerik açısından kıymetli bilgiler içeren bu gibi bazı yazıtların en son 40 yıl önce ve ağırlıklı olarak yabancı araştırmacılarca bulunup okunduğu dikkate alındığında, bu yeni keşfin Türkiye’nin kültür çalışmaları açısından anlamlı olduğuna dikkat çekiliyor.