Kim nereye aday olmuş ya da olacakmış, aday mıymış, değil miymiş, aday olacak mıymış, olmayacak mıymış, kim atanacakmış, kimin adı geçiyormuş, kimin üzeri çizilmişmiş uzantılarıyla var edilmeye çalışılan yapay gündemlerin gölgesinde bir haftayı daha noktalamak üzereyiz.
Neyse ki bütün bu yapay gündemin laf kalabalıklarının arasında, kendi adımıza belirtecek olursam, toplum yararına olan işleri gündem edip, haftanın içerisine serpiştirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.
Gerek kendi sosyal medya mecram marifetiyle, gerekse de Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım Mabolla Medya’da kalem ve görüntüye aldığımız memlekete sorun teşkil eden altyapısal meselelerini gündeme taşımaya çalıştık.
Bu gündeme taşıdığımız meselelerin çözümü noktasında etkili olduğumuzu ya da işin yetkililerini harekete geçirdiğimizi görmek, inanın tarif edilemez bir duygu.
Bütün bu meseleleri gündeme taşırken, konuya dikkat çekip, konunun muhataplarına çağrıda bulunduğumuz sırada, bazı kraldan çok kralcı geçinenlerin yorumlarını görüyor olmak ta surata sirke sattırır cinsten oluyor.
Sen bir sussana kardeşim.
Değil mi ama?
Yakınlarının belediyelerde görev yaptığı tipler olduğu ayan beyan anlaşılan bu kralcıların, her altyapı eksikliği içeren paylaşımın altına belediye ya da siyasi çığırtkanlık yaptıklarını görebilmek mümkün.
Kaldı ki yapılan paylaşımlarda herhangi bir kurum ya da kuruluş adres gösterilmemişken…
Ve odağında sadece halkın memnuniyeti varken…
Vatandaşın konforuna hizmet eden bir eksikliğin giderilmesi noktasında, ‘muhatabı hangi kurumsa üzerine alınsın ve bu sorunu gidersin’ amacı güden bir yaklaşımında bile, o sığ bakışlı siyasetiyle burnunu her şeyin içine sokup, her an hazır olduğu tartışma mızmızlığını halk yararına olan bir işe yansıtmak zorunda kalanları görmek, inanın hiç hoşumuza gitmeyen yaklaşımlar olarak göze çarpıyor.
Beyzademin rahatının beyde olmadığından, bir de kalkmış, ona buna ‘yalakalık yapacağım’ diye belediye yetkilisinin rolüne bürünme cüretini gösterebiliyor.
Bunlar olası işler değil.
Şahsım adına ifade etmem gerekirse, önümden gelen bir vatandaşın ‘sen daha önceleri neredeydin, senin gündeme getirmenle sorun çözüldü’ şeklinde defalarca duyduğumuz bu memnuniyet ifadeleri karşısında bizlerin duyacağı ya da duyduğu memnuniyetin de inanın izahı yok.
Etkili olduğunu düşündükleri yayınla, gözler önüne serilen bu eksikliklerin paylaşımı sonrası harekete geçerek, çözüm yolu üretmeye çalışan ilgililere de teşekkür etmek isterim.
‘Amaç sadece vatandaş memnuniyeti’ diyelim bu konuya burada nokta koyalım.
Kraldan çok kralcıların yaptığı yorumlar üzerine başladığım yazıma Kötekli’deki Kent Lokantası ile devam etmek istiyorum.
Yine her hafta sonu Mabolla Medya’daki programımda gündeme ilişkin yorumlarda bulunurken, Muğla Merkez’de açılması düşünüldüğü andan itibaren eleştirel bir yaklaşım getirdiğim ve ne hikmetse bu süreçte konunun muhatabı olan ticari meslek kuruluşlarının bile sessiz kaldığından dem vurduğum kent lokantaları üzerine birkaç tespit yani.
O zaman yaptığı yorumlardaki eleştirim; konuya ilişkin bir analizde bulunmadan popülist bir anlayışla ‘ben yaptım oldu’ yöntemine hizmet eder nitelikteki işlerdi. Bu işlere yönelik görüşlerim hala aynı değişmiş değil.
Gelinen süreçte bu konuya bağlı olarak bir yorumumdaki görüşümün değiştiğini söyleyebilirim.
Yani söylemem gerekirse, Kötekli’deki Kent Lokantası’nın açılış amacını desteklediğim yorumumla ilgili görüşümün değiştiğini ifade etmek isterim.
İnsanın görüşleri pek tabi değişebilir. Değiştiğini kabul etmek de, yanılgı içinde olmuş olabileceğini kabul etmek de bir erdemdir sonuçta.
Ben de Kötekli Kent Lokantası ile ilgili olumlu görüşümün neden değiştiğini anlaşılır bir dille ifade etmeye çalışayım hemen.
Mabolla Medya’da yaptığım yorumda, öğrencilerin ucuz yemek yemesi amacına hizmet etmek amacıyla açılan Kötekli Kent Lokantası açılışının, merkezdekine oranla daha gerekli olabileceğini ifade etmiştim.
Ancak ayrıntılı düşününce sanırım yanıldım.
Sonra yanıldığımı düşündüğüm noktada Kötekli’deki lokantanın, merkezdeki lokantadan daha az kişiye hizmet veriyor olup olamayacağını düşündüm.
Konunun düşünmekle olmayacağını da düşünerek, teyit amaçlı biraz araştırayım istedim.
Öyle de yaptım.
Muğla merkezdeki gibi Kötekli’deki esnafta da kendilerinin düşünülmeden böyle bir işe kalkışıldığı ve ekonomik olarak işlerinin sekteye uğramasına bağlı bir serzeniş başladığını tespit ettim.
Tabi bu serzeniş kent lokantası ayarındaki esnaf dükkanlarında geçerli.
Fiyat ve hizmet politikası üst segment işyerleri için sıkıntı yok. Onlar yollarına bir şekilde devam ediyor sonuçta.
Konuyu biraz daha derinleştirdiğimde, üniversitede yani kampüste öğle yemeğinin 30 TL olduğunu öğrendim.
Yurtlarda ise, akşam yemeği bedava.
Kötekli’deki kent lokantasında yemek öğrenciye 100 TL.
Bu durumda Kötekli’deki esnaf lokantasının hedef kitlesi, kısmi bir öğrenci sayısından oluşuyor demektir.
Bu durumda Kötekli Kent Lokantası’nın ölü yatırım olduğunu söylemek de sanırım bir beis yok.
Bu durumda işi kurtaranın Menteşe merkezdeki lokantanın olması bile pek mümkün.
İşte Büyükşehir bünyesinde kurulan MUPA’yı bu açıdan önemsemiştim.
Önce ihtiyacın belirlenmesine yönelik bir araştırma veya referandum maksatlı anketleme, sonrasında ise raporlamaları sonucu işe başlama görevini yerine getiren bir birim olması nedeniyle.
Ya da bu yöndeki bir görev tanımına sahip olduğu için.
Sonrasında bu tip işlerle ne kadar sonuca gitmişler zamanı gelince onu da araştırır, öğrenir ve değerlendiririz.
Ama Menteşe Belediyesi öyle mi ya?
Menteşe Belediyesi’nin de ihtiyaç belirleyecek bir saha veya araştırma birimi, ekibi veya bu yönde çok ihtiyaç duyduğu bir çalışması yok.
Olmasını arzu eder miydik, ederdik ama yok.
Öyle bir vizyon ortaya konamadığı gibi, düğün cenazelere gitmekten hoşnut olmadığı vücut diline yansıyan bir başkanlık modelinin, bu duruma yönelik eleştirileri göğüsleyebilmesinin karşılığı olacak ve kendisinin yerine o yerlere gidecek saha ekibi adıyla bir ekip kurmayı denediklerini biliyorum.
Sonuç?
Olmadı, başaramadılar.
Vizyon içeren bir bakış açısıyla üretilen bir çalışma değildi çünkü.
Başlamadan bitti.
Kimlerle neyi nasıl kurması beklenen ya da bu yönde bir ihtiyacın var olup olmadığı bilinmez bir köprü vazifesi kurması için belediye meclisinden koordinatör adı altında bir pozisyon oluşturulmuştu mesela.
O oluşumun da hala daha neye hizmet ettiğini veya ettiyse de yansımasının ne yönde olduğunu vallahi bilmiyorum.
O da muamma.
Bu sözünü ettiğim dene-yap-bozların yanında sürekliliği olmayan süreksiz bir idari şema değişimi, bir türlü yerini ısıtamayan özel kalem müdürü değişimi ve üst kat peyzaj ve süslemeleri gibi işlerin öncelendiğini, izleyip takip ettik bizim küçük şehir belediyesinde.
Kent lokantası girişimi de öyle olmasın dileğiyle yazıyorum malum.
Evet en son Kötekli Kent Lokantası diyorduk.
Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras’ın törenle açılışını yaptığı Kötekli Kent Lokantası’na arada sırada gidip, gerçekten önemli bir ihtiyaca karşılık veren bir yatırımı Kötekli’ye yapıp yapmadığını kendisinin görüp tespit etmesini önemserim.
Olur ya ben de yanılabilirim. Belediye de yanılmış olabilir. Her çalışmadan karşılık alınacak diye bir şart yok.
Osman Gürün döneminde o kadar sokağa atılan paralar, ucube yatırımlar yapılırken, bu şehirde kim neyi sorguladı ki?
‘Bu kadar parayı neden sokağa attın?’ diye soran oldu mu Allah aşkına.
Üstüne üstlük adamı her dönem belediye başkanlığıyla ödüllendirdi bu millet.
O nedenle Menteşe Belediyesinin şimdiki yönetiminin de o kadar da mı ölü yatırım hakkı olmasın?
Önlerinde rol model alacakları Osman Gürün gibi bir figür var.
Ancak hal böyle bile olsa, açıkçası Kötekli’deki kent lokantası için araştırma ve tespitlerim bana; ‘Orada tutmaz bu iş’ dedirtti.
Zamanla tutar mı tutmaz mı zaten görürüz.
Belediyemiz ile Ticaret ve Sanayi Odamız yeme içme sektörü işletmeciliğine meraklı.
Başkan Karakuş, açılış öncesi eseri hakkında ‘olmuş mu’ diye şimdiden görüş ve öneri almaya yönelik misafir gezdirmeye başlamış bile MUTSO restoranında.
Memleketin birincil ihtiyacına yönelik kazandırılmış önemli bir eser.
Restoran işleten esnaf üyelerine karşı restoran açan esnaf teşkilatı.
Durumu meşru kılmak için ‘restoran değil, lokal açtık’ derlerse de şaşırmam.
Neyse neyse başlamayacağım, susuyorum ve sonlandırıyorum.
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO)’nın memleket yararına kalıcı projeler üretmek yerine restoran olarak projelendirmeyip, bas baya restoran açıyor olduğu konuyu vakit bulursak bilahare irdeleriz.