"Halktan taraf yeni nesil yayıncılık"
Ara
Close this search box.

‘HALKIN PARASINI ÇARÇUR ETMEYİN’ DEMEK, İTİBARSIZLAŞTIRMA İÇERMEZ!

Bu haftaya Pazartesi günü MUSKİ’nin katılımcı bütçe toplantısıyla başladık. Malumunuz son günlerde gündemde başı çeken kurumlardandı MUSKİ.

Daha çok yaptığı işlerle değil de, kasasından fazladan para çıkmasına sebep olacak bir logo tasarım işiyle ve genel müdür makam odası için harcandığı iddia edilen rakamlarla.

Kurumun gündemdeki durumu, söz konusu toplantıda MUSKİ hakkındaki iddiaların savunuculuğunu Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras’ın yapmasından da anlaşılabiliniyordu adeta.

Gerisini siz düşünün yani…

Bu konuya değiniriz elbet. Başa dönecek olursak, işte böyle bir ortamda MUSKİ’nin öncelikli ve asli işlerini gerçekleştirebileceği oranlar içerikli bütçe toplantısı önemliydi ve icabet gerektirirdi. Biz de öyle yaptık ve toplantıya katıldık.

Toplantı, Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi seminer salonunda düzenlenmişti. MUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Demirel’in ana amaca uygun sunumuyla doyurucu şekilde bilgilendirildik.

O bilgilerin önemli notlarını da pür dikkat dinleyip aldığımız toplantıya, CHP parti delegeleri, etkinlik etkinlik görmeye alışık olduğumuz partili yüzler ve muhtarlar ile basın mensuplarının davet edildiğini gözlemledik.

Genel Müdür Yardımcısı Demirel, MUSKİ’nin 13 bin 338 kilometrekarelik alanda, 13 ilçede, 574 mahallede 1 milyon 081 bin 867 kişiye hizmet vermekte olduğuyla başladı sunumuna. Demirel daha sonra 2025-2029 yılı stratejik planları kapsamında MUSKİ’nin görev süresini kapsayan 5 yılda 58 milyar 715 milyon 313 bin TL yatırım planlaması olduğunu, bu oranın 36 milyar lirasını da Muğla’nın hizmetine sunacaklarını ifade etti.

MUSKİ’nin 52 bin 589 abonesinin bulunduğu Menteşe merkez ilçesinde 2024 yılında 161 milyon 911 bin TL gelir sağladıklarının da altını çizen Demirel, 2025 yılında 10 milyar 969 milyon olan gider bütçe oranının 4 milyar 218 milyonluk oranını yatırıma ayırdıklarını dile getirdi.

Demirel’in brifing içerikli sunumundaki rakamlarla siz okurları boğmak istemem. Notlarım arasında yine rakamsal veriler vardı ama bu rakamlara MUSKİ’nin dijital mecralarından da ulaşmak mümkün.

Yani takip ettiğimiz kadarıyla işinin ehli bir yönetim anlayışıyla önemli oranda bir yatırım ve hizmeti Muğla’ya kazandırmak için kolları sıvamış durumda MUSKİ Kurumu.

Bu durumun ciddiyetini, kurum içinde yaz sezonu boyunca izinlerin iptal edilmesi talimatından da anlayabiliyoruz. Doğru ve insan odaklı yapılan işleri önemsediğimiz kadar, bizler de bu yapılan çalışmaları kamuoyuna doğru aktarmak suretiyle elbette katkıda bulunacağız. Neticede bu çalışmalar topyekûn ele alınması gereken çalışmalar.

Olumlu işlerin yapıldığı inancıyla takip ettiğimiz toplantıda, hadi görmeyelim dedikçe gözümüze sokulmaya çalışılan anlar da olmuyor değil. Toplantıya icabet edenler arasında Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras da vardı. Böylesine teknik ve rakamların sunulduğu bir toplantının açılışında değil de, ortasında bir iki kelam etmesi için kürsüye davet edilmişti.

Toplantının formatında katılımcıların sorularına, görüş ve önerilerine de yer verileceği halde, kürsü devreye sokulmuştu. O kadar teknik verilerin ve yatırım oranlarının rakamsal bazda sunulduğu, brifing görünümlü sunumun ardından Başkan Gonca Köksal Aras takdim edilmek suretiyle çıktığı kürsüden günün anlam ve önemine ilişkin kısa bir konuşma yaptı.

Konuşmasında bir an da hızını alamayarak, MUSKİ’nin gündeme geldiği konularla sosyal medyada itibarsızlaştırıldığı eleştirisinde bulundu. Ne alaka dedirtir derecede bir çıkıştı bu. MUSKİ yetkilileri bile bu eleştirilere cevap vermek için bu toplantıyı fırsat bilmemişti.

Sayın belediye başkanı belediyeciliği sosyal medya marifetiyle yapmayı hep öncelediği için basın kuruluşlarının haberlerini de ‘basında çıkan’ şeklinde değil de, sosyal medyada çıkan paylaşımlar gibi adlandırmıştı ve buna da kuruma yapılan itibarsızlaştırma diye nitelendirmişti.

Oysa bunlar birer sosyal medya paylaşımı değil, haberdi ve konunun muhatabı da çimento fabrikası mevzusundan ötürü çimento firmasının belediyelerle karşı karşıya geldiği yayınlar ve onların yaptığı haberlerdi. O haberlerin birinde ortaya konan 10 milyonluk makam odası iddiasındaki rakamlar da gerçeği yansıtmıyorsa buna bağlı olarak verilen tepkiler de makul karşılanabilir pekala..

Yapılan bir açıklamayla da rakam yayınlanmıştı.

Ancak kendimi de bağladığına inandığım konuşmadan bir bölümü sunuyorum şimdi sizlere.

Şöyle diyordu MUSKİ yatırımları ve stratejik plan toplantısında Gonca Hanım:

“Neymiş efendim genel müdür makam odasına 10 milyon harcanmış, 780 bin lira harcanmış ta, yok 780 milyon az mıymış çok muymuş. Yani Muğla için bu kadar önemli bir kurumun itibarsızlaştırmasını hiç doğru bulmuyorum. Burada herkes elini vicdanına koysun. Kendi kurumlarımıza sahip çıkmazsak her birimiz zarar görürüz. İşte Menteşe için ayrılan 487 milyonluk ödenek yeterli mi değil. Bir kısmına başladığımız altyapı yatırımlarının bir kısmına başlanamıyor bütçeden dolayı. Mesela, Akçaova’da yeni imara açılan bölgedeki yağmur suyu bertarafı için 520 milyon TL gerekli.”

Kendi adıma 10 milyonluk makam odası haberini yapan ben ve mensubu olduğum yayın kuruluşu değildi. Başkasının haberi üzerinden de habercilik yapmayız.

780 bin lirayı da ben uydurmadım. 10 milyon olmadığına karşı yapılan açıklamayla yalanlanmış oldu.

Bizzat MUSKİ yönetimi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras tarafından ortaya sunulan rakamdı bu 780 bin. Hiç sorgulamadık bile. Buradaki doğrudan temin limitini bile bildiğim halde kurumun verdiği rakama saygı gösterdiğimden o bilgiye itibar da ettik.

Ancak, az mıymış çok muymuş şeklindeki bir ifade, yaptığım yayında bu konuyu ele alan bir gazeteci olarak sanırım biraz da beni bağlar nitelikteydi.

Çünkü ben bu rakamı da harcama olarak fazla bulduğumu YouTube kanalımızdaki yorumumda ifade etmiştim.

O zaman bu konuyu ele almış bir gazeteci muhataplığımla Başkan Gonca Köksal Aras’a bir hatırlatmada bulunarak, bir iki kelam da ben edeyim o zaman.

Sayın Başkan, hani siz konuşmanızda MUSKİ’nin itibarsızlaştırıldığını iddia ederek, salondaki katılımcılara kurumlara sahip çıkma çağrısında bulundunuz ya, ben de o zaman, o kurumların varlık sebebinin halk olduğu gerçeğini size hatırlatmak isterim.

O itibarsızlaştırma dediğiniz eleştiriler, halkın parasının çarçur edilmemesi yönündeki temenniyi kapsıyordu. Eleştiride bulunmak itibarsızlaştırmak değildir.

Keşke siz de eleştirebilseniz. Mesela Menteşe için 487 milyonluk ödeneği yetersiz bulurken, o makam odası ve diğer tadilat için adı geçen 780 bin liranın Menteşe altyapısı için harcanabileceği eleştirisini siz de getirebilseniz. Tabi böyle bir derdiniz var ise.

Makam sonra da yenilenebilir mesela ama şehir altyapısı ne kadar bekler? Bu savunu ve söylem arasında çelişki olduğunu görebilmek mümkün.

Kaldı ki 780 bin liranın da bir makam odası için fazla ama izolasyon ve tadilat gibi konularda fazla olmadığını da objektif bir mantıkla yorumlayan da bir gazeteciyken, gergin bir tavırla, MUSKİ yöneticilerinin bile bu eleştirilere bu şekilde yaklaşmadığı halde, sizin bu çıkışınızı anlamak açıkçası hiç mümkün olmadı.

Neyse ki katılımcıların sorularından basına fırsat gelemediği toplantıda, o sorular için gezdirilen mikrofon bize düşmedi.

O mikrofon elimize düşseydi eğer, sizden aynı duyarlılığı MUSKİ’nin uzun süre kullanılabilecek bir logo tasarımı için harcayacağı rakama karşı da aynı hassasiyeti gösterip göstermeyeceğinizle birlikte, böyle bir tasarruf karşısında itibarsızlaştırıldığını iddia edip, sahip çıkılması gerekenin kurum mu, yoksa halkın parası mı olduğunu size sormak isterdim.

Kendi kendinize kurularak, toplantıyı yörüngesinden çıkarıyordunuz neredeyse. İşte o anda yine sağduyu hakim oldu ve gazetecilik mesleğini en azından kendi adıma bir itibarsızlaştırma ve menfaat aracı olarak kullanmayacağımın sizin tarafınızdan da iyi bilindiğini bilmeme rağmen, kurumun toplantısına olan özenimi ortaya koyarak, size o soruyu sormadığımın da bilinmesini isterim.

Başka maksatlı yayınlar bizi bağlamaz, organik bağlarla devam ettirilmiş gazetecilik anlayışı da bizi bağlamaz ama kamu yararını önemseyen ve tarafsız olup, hiçbir oluşumla organik bağı olmayan bir gazetecilik anlayışının ayrımını yapabiliyor olmanızı açıkçası bundan sonrası için dilerim.

Kamu kaynaklarının çarçur edilmemesi gerektiğine olan eleştirel yaklaşımlara belki siz itibarsızlaştırma olarak nitelendirebilirsiniz ama biz buna ‘Kamu yararı gözetilerek, halktan taraf bir şekilde kamu denetçiliği görevinin ifa edildiği bir gazetecilik anlayışı’ deriz.

Bu ayrımı yapabilenlere sözüm yok. Yapamayanlara da öğretici bir hatırlatma olsun.

MUSKİ yönetimine de; ilimizin altyapısına yönelik memnuniyet verici çalışmalarla gündemde kalacağı bir çalışma dönemi diler, hafta başı gerçekleştirilen bilgi paylaşımı için de teşekkür ederim.