Muğla’nın Yatağan ilçesinde 40 yaşındaki Figen Çoban’ın eşi tarafından öldürüldüğü iddiasıyla açılan ve karar çıkan davada yeni bir gelişme yaşandı. Geçtiğimiz karar duruşmasında mahkeme, Çoban’ın eşi Mehmet Çoban’a ‘haksız tahrik ve iyi hal’ indirimi uygulamadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Mütalaasında ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasını talep eden savcı, mahkeme kararına itiraz etti.
Muğla’nın Yatağan ilçesinde 40 yaşındaki Figen Çoban’ın eşi tarafından öldürüldüğü iddiasıyla açılan davasında karar duruşmasında Mahkeme heyeti, Figen Çoban’ın eşi Mehmet Emin Ata Çoban’a, haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulamadan eşe karşı canavarca hisle öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi. Figen Çoban’ın kayınbiraderi Süleyman Çoban’a da yardım ve yataklıktan haksız tahrik indirimi uygulamadan 17 yıl hapis cezası kararlaştıran mahkeme, kayınvalidesi H.Ç.’nin de beraatına karar verdi.
İNDİRİM İSTEYEN SAVCI KARARA İTİRAZ ETTİ
Kararın ardından yeni bir gelişme yaşandı. 7 Mart’ta yapılan dördüncü duruşmada savcı mütalaasını açıklayarak, sanık Mehmet Emin Ata Çoban’ın cinayetten ötürü ceza almasını ancak eşinin iş yerindeki şahısla olan mesajları nedeniyle haksız tahrik indirimi uygulanmasını talep etmişti. Karar duruşmasının ardından savcı, haksız tahrik indirimi uygulanması için Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına itiraz etti.
FİGEN ÇOBAN’IN AVUKATI, KAYINVALİDENİN BERAAT ETMESİNE İTİRAZ ETTİ
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Figen Çoban’ın aile avukatı Kemal Ertuğrul, mahkeme kararına, Çoban’ın kayınvalidesi H.Ç.’nin beraat etmemesi gerekçesiyle itiraz edeceklerini söyledi. Ertuğrul, “Biz bu karara, ölenin kayınvalidesinin beraat etmemesi gerektiği, çünkü eylem gözleri önünde cereyan ederken bir şekilde engel olma olasılığı olmasına rağmen bunu yapmadığı, istese engel olabileceği durum varken, yani sanığın kardeşine verilen cezadaki kardeşin durumu ile annesinin durumu birebir aynı. Bu kararın bozulması ve Hatice Çoban isimli sanığında tekrardan cezalandırılması için istinaf mahkemesine başvuru yaptık” dedi.
“SANIK TAHRİKE MARUZ KALMADIĞINI KENDİSİ BELLİ ETTİ”
Savcının itirazına ilişkin konuşan Ertuğrul, şunları söyledi:
“Öte yandan Cumhuriyet Savcılığı ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanması konusunda başvuru yaptı ve mahkemenin kararını da bu açıdan istinaf etti. Ancak biz Cumhuriyet savcılığının sunmuş olduğu istinaf dilekçelerinde bir bilirkişi raporundan bahsediliyor. Bu raporda maktulün telefonundaki geçmişe yönelik bütün ayrıntılar, birtakım fotoğraflar, yazışma içerikleri falan söz konusu olmuş durumda ama sanığın yani cinayeti işleyen kişinin bu bilirkişi raporunda çıkan görüntülerden haberi olmadığı ortada. Bir önceki duruşmada kendisi, ‘Aslında ben karımı seviyordum, niye öldüreyim’ diye suçtan kurtulmaya yönelik savunmalar yaptı. Bu savunmalarını devamında da mesaj içerikleri olarak ilişkisi olduğu iddia edilen B. isimli kişinin karısına mesaj çekmiş olduğunu, bunları gördüğünü ancak karısının bu mesajlara cevap vermediğini, yani durumu bu şekilde beyan etmesiyle hiçbir şekilde tahrike maruz kalmadığını da kendisi belli etmiş oldu. Bu durumda yani haksız tahrik indirimi uygulanmasını tabiri caizse sanığın kendisi değil de savcı istiyor gibi bir durum mevzubahis.”
“KADININ DA ERKEĞİNDE HEM YASALAR KARŞISINDA HEM DE SOSYAL HAYATTAKİ HAK VE HUKUKLARI EŞİTTİR”
Avukat Ertuğrul, açıklamasına şöyle devam etti:
“İşin özü toplumumuzda çok ciddi bir kanayan yara haline gelen kadın cinayetleri konusunda da yeni ve son derece üzücü ve bütün ülkede de infial yaratan bir durumdur. Bu infiale karşı, bir hukukçu olarak da yorumda bulunmak isterim. Erkek egemen toplumda bütün sosyal yaşamda namus kavramı tamamen kadın üzerinden yürütülmektedir. Hepimizin malımı olduğu üzere feodal toplum yapısında kadın çoğu zaman ‘mal’ gibi görülmekte. Traji komik bir yaklaşımla ‘Ya benimsin ya toprağınsın’ gibi bir yaklaşım bütün toplumun malumudur. Böyle olduğu zaman sanki yasalar karşısında da kadının birtakım hakları kısıtlı, kadının yaşamsal olarak davranışları, bu bir feodal ahlaki yaklaşım olabilir ama yasalarda böyle bir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti yasaları ile yapılacak bir yargılama varsa kadının da erkeğinde hem yasalar karşısında hem de sosyal hayattaki hak ve hukukları aynı ve eşittir. Dolayısıyla farklı birtakım yaklaşımlar ile özellikle namus kavramı üzerinden kadınları ötelemeye, kadınlara dikkat ederseniz bütün kadın cinayetlerinde ileri sürülen ve birtakım mahkemelerden tahrik indirimleri alınabildiği için özellikle ileri sürülen cezasızlık algısı yaratılmaya durumundaki bu kararlarında artık olmaması lazım. Tabi ki toplu sorunun çözümü toplumsaldır ama yargılama açısından, kanun açısından da ve hukuki himaye görmemeleri gerekir. Kim böyle bir cinayet işlemiş olsa mutlaka namus meselesine dökmeye çalışmakta. Hatta birçok sanık ‘namusumu temizledim, pişman değilim’ diye bile açıklama yapmaktadır. Bu işin çözümünün kilometre taşlarından birisi de Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir. Biz Hatice Çoban ile ilgili kısmı dışındaki mahkeme kararına aynen iştirak ediyoruz. Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanık hakkında vermiş olduğu canavarca hisle insan öldürme cezasına aynen iştirak ediyoruz. Bu yaklaşımında bütün Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerini nezdinde genelleşmesi isteğimiz.”
NE OLMUŞTU?
Yatağan’a bağlı Yeşilbağcılar Mahallesi’nde Figen Çoban’ın öldürülmesi ile ilgili davanın 19 Aralık’ta yapılan üçüncü duruşmasında Mehmet Emin Ata Çoban’ın akıl sağlığının tespiti için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden duruşmadan bir gün sonraya 20 Aralık’a randevu verilmesi nedeniyle duruşma 7 Mart’a ertelenmiş, Figen Çoban’ın eşi Mehmet Emin Ata Çoban ile kayınbiraderi Süleyman Çoban’ın ise tutukluluğunun devam etmesine karar verilmişti.
SAVCI ‘HAKSIZ TAHRİK’ İNDİRİMİ İSTEMİŞTİ
7 Mart’ta yapılan dördüncü duruşmada savcı mütalaasını açıklayarak, sanığın annesi H.Ç. hakkında beraat, Figen Çoban’ın kayınbiraderi Süleyman Çoban için eyleme iştirakten ceza verilmesini, sanık Mehmet Emin Ata Çoban’ın ise cinayetten ötürü ceza almasını ancak eşinin iş yerindeki şahısla olan mesajları nedeniyle haksız tahrik indirimi uygulanmasını talep etmişti. Mahkeme, duruşmayı 4 Nisan’a erteleyerek, Figen Çoban’ın eşi Mehmet Emin Ata Çoban ile kayınbiraderi Süleyman Çoban’ın tutukluluğunun devam etmesine karar vermişti.
MAHKEME İNDİRİM UYGULAMADI
Davanın beşinci ve karar duruşması 4 Nisan’da yapılmıştı. Mahkeme heyeti, Figen Çoban’ın eşi Mehmet Emin Ata Çoban’a, haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulamadan eşe karşı canavarca hisle öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi. Figen Çoban’ın kayınbiraderi Süleyman Çoban’a da yardım ve yataklıktan haksız tahrik indirimi uygulamadan 17 yıl hapis cezası kararlaştıran mahkeme, kayınvalidesi H.Ç.’nin de beraatına karar vermişti.