Muğla’nın Bodrum ilçesinde Aile Hekimi Mustafa Hürkal Tezvar’ın görevi başındayken darp edildiği davası ile ilgili tutuklanıp tahliye edilen Engin S.’nin avukatı Kemal Ertuğrul açıklama yaptı.
Bodrum’da geçtiğimiz 29 Temmuz günü Ortakent – Yahşi Aile Sağlığı Merkezi’nde yaşanan olayda İstanbul’dan Bodrum’a tatile gelen ve merkeze yüksek ateş şikayetiyle başvuran Engin S. (55) ile kardeşi Ö.A.S. (48), iddiaya göre tartışma yaşadıkları Dr. Mustafa Hürkal Tezvar’ı darp etti. Kalbinde pil takılı olduğu öğrenilen doktor Tezvar fenalaştı, duran kalbi merkezdeki mesai arkadaşları tarafından yeniden çalıştırılarak 112 Acil Sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı. Dr. Mustafa Hürkal Tezvar’ın tedavisi yoğun bakım ünitesinde devam ederken gözaltına alınan Engin S. tutuklanırken, kardeşi Ö.A.S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Dr. Mustafa Hürkal Tezvar tedavisinin ardından taburcu edildi.
Olayın ilk duruşması 16 Ekim’de Bodrum 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, tutuklu sanığın imza yükümlülüğü ve adli tedbirler ile tahliyesine, tutuksuz sanık Ö.A.S.’nin adli kontrol şartının devamına hükmetti ve Duruşmayı 25 Şubat 2024 tarihine erteledi.
Duruşmanın ardından Sanık Engin S. ve Ö.A.S.’nin avukatı Kemal Ertuğrul açıklama yaptı.
Sağlık hizmetinden yararlanmanın anayasal bir hak olduğunu söyleyen Ertuğrul, doktorun darp edildiği iddialarının basına yansıdığı gibi olmadığını savunarak, “Bodrum İlçesinde Aile Hekimi olarak görev yapan bir doktora müvekkillerimin darp ettikleri iddiası ile yapılan yargılamada 2.5 aydır tutuklu olan müvekkilimin iki ayrı adli kontrol tedbiri ile tahliyesi ve diğer adli kontrol altında bulunan müvekkilimin de adli kontrolününüz devamına dair verilen karar ve duruşma ve bu kararı veren mahkeme ile ilgili bizce etik olmayan yorum ve haberler yapılmaktadır. Öncelikle söylemek gerekir ki dosya kapsamı kesinlikle şikayetçi doktorun ve vekillerinin basın kanalı ile kamuoyuna aksettirdikleri gibi değildir. dosya içeriğine aykırı olarak linç kampanyası amaçlı yapılan beyanlarla adil yargılamanın etkilenmeye çalışıldığı açıkça anlaşılmaktadır” dedi.
Ertuğrul, müvekkilinin olay günü İstanbul’dan Bodrum’a tatil için geldiğini, şiddetli ateş, nefes almada zorluk, göğüste sıkışma ve baygınlık şikayeti ile Bodrum Ortakent Yahşi Aile Sağlık Merkezine gittiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Daha girişte kendilerini karşılayan sekreterin kendisi hekimmiş gibi ‘siz covit olabilirsiniz, biz covitli hasta bakmıyoruz’ demesi üzerine, kendisine siz doktor musunuz? Nasıl anladınız? Diye sormaları üzerine sekreter kendilerine alaycı bir şekilde ‘hayır ben başhekimim’ diye cevap vermiştir. Bu engele rağmen bir şekilde şikayetçi doktora durumu bildirmeye muvafık olan müvekkilin eşi için doktor, ‘ateşini ölçün’ talimatını vermiş ve ateşinin 37.5 göstermesi üzerine hastanın eşi olan müvekkilim Engin’e ‘Covit olabilir, ben covitli hasta bakmıyorum, eve gidip dinlensin, parol içsin bir de klimanın karşısında durmasın’ şeklinde tembihle hastayı hiç görmeden hiç tedavi etmeden geri göndermiştir.
“Doktor hakkında darp nedeniyle kamu davası açılacaktır”
Doktorun talimatına uymak için sedyeden inip evine gitmek isteyen müvekkilin eşi olan hasta yürüyebilmek bir yana, daha da fenalaşmış duvara tutunarak düşmekten kurtulmuştur. Bu durum üzerine koridorda bayılmamak için duvara dayanan eşinin durumunu gören müvekkil Engin S., içeri girerek, ‘burada kahve içiyorsunuz benim hastama bakın’ şeklinde beyanda bulununca kendisine ‘çay da içerim, kahve de bakmıyorum’ şeklinde doktorun cevap vermesi üzerine doktorun oturduğu masadan müvekkil doktoru bileğinden tutarak hastanın yanına götürmek istemiştir. Bu hareket üzerine hışımla oturduğu yerden kalkarak müvekkilin boynuna sarılarak onu darp eden şikayetçi doktor, aynı anda hakaret etmiştir. Aynı anda müvekkilin bileklerinde ve boynunda şikayetçi doktor tarafından yapılmış darba dair doktor raporu mevcuttur ve bu konuda yaptığı bu darp eylemi nedeniyle şikayetçi doktor hakkında Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma dosyası açılmış, uzlaşma reddolunduğu için sabit darp raporu gereği şikayetçi doktor hakkında darp nedeniyle kamu davası açılacaktır.
“Darp edildiğini iddia eden şikayetçi doktorun vücudunda darp edildiğine dair hiç bir bulgu ve rapor yoktur”
Ancak, oluşan bu agresif ortamda hiddetlenen doktor daha önceden BYPASS ameliyatı geçirmiş olduğu için yaşanan bu durumun tetiklemesi ile doktor kalp krizi geçirmiştir. Bu olay doktor Ve vekilleri tarafından basın kanalı ile kamu oyuna darba maruz kaldığı için kalp krizi geçiren doktor biçiminde aksettirilmiştir. Darp edildiğini iddia eden şikayetçi doktorun vücudunda darp edildiğine dair hiç bir bulgu ve rapor yoktur. Buna karşın müvekkiller sürekli olarak darp ve yaralama gibi hiçbir maddi bulgusu olmayan haksız suçlamalara maruz kalmaktadırlar. İyileştikten sonra basın açıklaması yapan şikayetçi doktor, kolunda ki anjiyo sebebi ile herkesin ayırt edebileceği damar yolu açma için tatbik edilen iğne izlerini uğradığı darp izleriymiş gibi göstermekten kaçınmamıştır. Doktor hakkında Bodrum Adli Tıp Merkezinin geçirilen kalp krizi ile ilgili verdiği raporda doktorun baypas geçmişinin olduğu hüküm altına alınmışken, duruşmada şikayetçi doktor, Bodrum Adli Tıp Kurumunun bunu yanlış yazdığı gibi traji komik bir iddia da ortaya atmış ve baypaslı olmadığını iddia etmek istemiştir. Şikayetçi doktor baypaslı olmadığını ve doğuştan kendisinde bulunan rahatsızlık nedeni ile baypas değil, doğumsal rahatsızlık gereği kapak ameliyatı geçirdiği ve aynı zamanda da bu ameliyatı Paris’te olduğunu beyan etmiştir. Müvekkiller Engin S. ve Ö. S’nin doktora fiziksel müdahale ettiğine dair hiçbir delil bulunmamaktadır.
“Hukuk intikam için değil adalet için vardır”
Şikayetçi doktor duruşmada ki beyanında müvekkillere covid ile ilgili hiçbir beyanının olmadığını söylemiş ve ancak duruşmada dinlenen şikayetçi doktorun yakın ahbabı tanık, müvekkil Ö.S. için ”Fiziksel müdahalesini görmedim’ derken, ayrıca, şikayetçi doktorun ‘covid hastası bakmıyorum, acile götürün’ şeklinde ki doktorun beyanını ‘Odada değil, koridorda oldu’ diyerek şikayetçe doktoru yalanlamıştır. Bütün bu haksız durumlar yargılama esnasında görülmüş ve aynı zamanda ciddi kronik rahatsızlığı bulunan müvekkil Engin S., birden fazla adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliye edilmiştir. Kaldı ki müvekkillerin olası eylemleri ile şikayetçi doktorun kalp krizi geçirmesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda şikayetçi doktorun İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevki ile bu konuda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir. Mahkemenin tahliye sebebi ise ‘tutuklu sanığın savunmasının alınmış olması, karartabileceği delilin bulunmayışı, kaçma şüphesinin bulunmayışı’ yargılama neticesinde muhtemel alacağı ceza miktarı dikkate alındığında tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrol hükümleriyle de sağlanabileceği kanaati ile tahliyesine karar verilmiştir. Bu kararı veren mahkemenin şiddetle eleştirilerek adeta töhmet altında bırakılması ve verilen tahliye kararına duyulan tepki dışında, diğer müvekkil Ö. S.’nin de tutuklanmasının istenilmesi adaletin gerçekleşmesi isteğinden çok, tırmandırılan bir hissiyat ile objektif bakış açısından vazgeçerek intikam hissini çağrıştıran haksız taleplerdir. Hukuk intikam değil adalet için vardır.”