BİRAZ BÜYÜK DÜŞÜNEBİLİRİZ

Gelişmiş şehircilikten ne zaman söz etsem, bizim kentte bu ifade, şehrin göç alması ve yapılaşmaya açılması olarak algılanmıştır.

Bunu bu şekilde algılayanlara asla ve asla meramımı anlatmak istemediğim gibi tartışmaya da girmeyi yersiz bulma tecrübesine erişeli epey bir zaman oldu.

Oysa laf anlayanlarla hemfikir olduğumuz bu konunun özünde kente sosyal içerikli kalıcı tesislerin oluşturulması, şehrin sosyal yaşam alanlarıyla daha da yaşanabilir bir hal alması yani kısacası yapılacak makyajının yapılabiliyor olması yatıyor.

Bu düşüncemin karşılığını yakın zamanda hala daha neye hizmet ettiği anlaşılamayan ucube denilebilecek kent meydanının neye ya da nelere hizmet edebileceği konusunda ufkumuzu açan bir uygulamada buldum diyebilirim.

Kentte yaşayan herkesin dikkatini çekmiştir. Yılbaşı kutlamaları çerçevesinde Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan buz pisti, o saçma alanın vatandaşlarca kullanılmasına yol açan bir uygulamaydı.

Çocuklarını buz pistinde kaymaları için dolup taşan ailelerle birlikte, çocukların güzel zaman geçirme fırsatı buldukları buz pistine kurulu olduğu süre boyunca rağbet yoğundu.

Bu tablo açıkçası benim de kent ihtiyacına yönelik ufkumu açtı. Açmasa zaten yazıda bu konuyu ele almazdım.

Uzun yıllar önce Dünya Kayak Federasyonu yetkililerinin bizim bölgelere gelip incelemede bulunduktan sonra özellikle iki uluslararası havalimanına da sahip olması nedeniyle okey verdiği bir kayak merkezi oluşumunu kısır girişimler ve beceriksizliğimiz sayesinde ilimize kazandıramamıştık.

Oysaki burnumuzun dibindeki Denizli ve Burdur illeri bu kayak merkezlerini şehirlerine kazandırmışlardı.

Böyle bir potansiyeli düşününce bağ kurdum buz pistiyle. Ayaklarındaki patenle hiç acemilik çekmeden kayan çocukları görünce sanki uzun zamandır buzun üstünde kayıyorlarmış gibi düşündürttüler bana.

İşte o zaman ne diyoruz. Yayılımcı bir anlayışla geçici işlerle uğraşacağımıza kalıcı yaşam alanları ve tesisler inşa edelim. Hatta panayır kafasıyla yayılıp, ürünlerimizi sergilediğimiz geçici pazarlar yerine modern çizgilerden oluşmuş teşhir alan ve tesislerini inşa edelim.

Bırakalım artık şu yayılmayı.

Büyükşehir Belediyesi marifetiyle emin olun o, ne amaca hizmet edeceği ya da ettiği bilinmeyen kent meydanı ilk kez bir işlerlik kazandı.

Haftanın ilk günü Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın meslektaşlarımıza yönelik 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle düzenlediği yemeğe katıldık. Kendisi o tarihte Muğla’da olamayacağı için tarihi öne çekmiş.

Düzenlenen organizasyonda yan yana oturduğumuz Başkan Aras’a bu kaleme aldığım yöndeki düşüncemi ilettim. Sağ olsun kendisi salla pati yapan biri değil, fikri dinleyip, önemsiyor.

25 yılımızı heba eden bundan önceki Büyükşehir yönetim anlayış bu önerileri katiyen dinlemezdi. Hatta o önerinin doğruluğuna inansa bile ‘sırf başkası söyledi de yaptılar’ denmesin kompleksiyle oralı bile olmazdı.

Tıpkı kendi atadığı yöneticilerin başarısızlıklarında sırf kendisi getirdiği için kompleksli bir yaklaşımla bu başarısızlıkları görmezden geldiği gibi.
Neyse o tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı biz de ara ara hatırlatıyoruz, hatırlatalım ki, çabuk unutulmasın.

Ne diyorduk, bu sözünü ettiklerimi Başkan Aras’a anlattım.

Hem de kent meydanının işlerliğini arttırmaya yönelik güzel bir fırsat oluşabileceğini dile getirdim.

Kendisi de konuya sıcak yaklaştı. Zaten aklı selim bir düşünce karşısında hiç soğuk yaklaştığını da görmedim kendisinin.

Dolayısıyla şehrin ortasına branda içinde kurulmuş değil de, modern bir tesis inşa edilmek suretiyle kente bir buz pisti kazandırılabilir. İçinde kafeleri, soyunma odaları, bu sporun ekipmanlarının sergilendiği mağazalardan oluşan ve insanların uzun süre zaman geçirebilecekleri bir tesis.

Neden olmasın?

Branda içinde geçici bir süre için bile olsa yeni yılı karşılarken kent insanını mutlu eden Başkan Aras’a teşekkür edelim.

Meraklısının fazla olduğu spor dalları buz pateni ve kayak.

Biraz büyük düşünebiliriz. Belki bir kere olsun atılımda da bulunabiliriz. Bu konuda devlet kademeleriyle ortak çalışma girişiminde bulunabilen, küsmeyen, parmak göstermeyen, herkese ne yapmasını öğretmeye kalkmayan, kendisine biat etmeyenlerin işiyle aşıyla oynamayan bir büyükşehir belediye başkanına sahip olunmuşken, bu tür projeler ilimize kazandırılabilir.

Buz pistinden kayak merkezine büyütmüş olabilirim meseleyi ama imkansız değil çünkü hammadde fazlasıyla ilimizde mevcut.

12 aya yayılamayan ve çeşitlendirilemeyen il turizmimiz o günün şartlarında büyük bir turizm girdisi ve çeşitliliğini kaçırmış olsa da ki hala daha vakit geçmiş değil, belki siyasilerimiz bu konuya yeniden eğilir.

Bu konuda geçmişte girişimlerini yakinen bildiğim dönemin Muğla Vali Yardımcısı ve şu an şehrimizde yaşamını sürdüren Ali Haydar Küçük ile kontak kurulması halinde ilimize kayak merkezi kazandırma konusu tekrar gündeme gelir mi bilmiyorum.

Bunun için büyükşehir belediyesi kadar Muğla Valiliğine de iş düşüyor.

Ancak en azından yaşanabilir şehirler oluşturmak için o sözünü ettiğim tesisleri inşa ederek, verimli olup, hiçbir işe yaramayan alanlar da değerlendirilmiş, yayılımcılıktan kurtulunmuş olunacağı gibi halkın da yeni kış spor dallarına yönelimi sağlanabilir.

Buyurun size vizyonel bakış.

Hani o kurtulamadığımız kasaba kafasına inat.

Hala daha asli vazifeleri hizmet diye sunuyor olan anlayışlara inat.