Muğla’nın Milas ilçesinde Akbelen Ormanı için mücadele veren İkizköylüler ve yaşam savunucuları, nöbetli direnişin üçüncü yılında Karadam Meydanı’nda buluştu. İkizköy Esra Işık, “Bizler kendi hayatlarımızdan yola çıkarak biliyoruz ki bu ülkede toprağını, emeğini, yaşamını korumak için direnmek dışında bir yol kalmadı. Yaşamak için, üretmek için, topraklarımız için, geleceğimiz için sonuna kadar direneceğiz” dedi.
Milas’a bağlı İkizköy Mahallesi’nde, Akbelen Ormanı’nı YK Enerji’ye karşı koruyan İkizköylüler, nöbetli direnişin üçüncü yılında dayanışma çağrısı ile Karadam Meydanı’nda bir araya geldi. Üçüncü yılında yapılan bu buluşmadan bir yıl önce 24 Temmuz 2023’te YK Enerji, ormandaki ağaçları kesmeye başlamış, kolluk kuvvetleri ormanı korumaya çalışan direnişçilere müdahalede bulunmuştu.
İkizköylülerin çağrısı ile çevre ilçelerden ve illerden köylüler ile çevre örgütleri, Karadam Meydanı’nda buluştu. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri de buluşmaya katıldı.
Buluşmada Eski CHP Muğla Milletvekili sanatçı Tolga Çandar, şarkılarıyla sahne aldı. Yöresel Sanatçı Turgut Taş da yöresel parçalar seslendirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Aras ve Milas Belediye Başkanı Topuz, karşılıklı zeybek oynadı.
Şarkı ve oyunların ardından konuşmalara geçildi.
Basın açıklamasını okuyan İkizköylü Esra Işık mücadele sürecinden bahsederek, “17 Temmuz 2021 yılında Akbelen Ormanı’mız kesilmesin diye başlattığımız 7/24 fiili nöbetimizin ikinci yıl dönümü henüz geçmişken, 24 Temmuz 2023 günü büyük bir kolluk gücüyle Akbelen ormanı kuşatma altına alındı ve bir haftalık sürede darp ve şiddet yoluyla kesildi. Akbelen Ormanı, Limak ve IC İÇTAŞ holdinglerin iştiraki olan YK ENERJİ şirketinin madencilik faaliyetlerinin devam etmesi için haksız ve hukuksuzca kesildi. Biz İkizköylülerin, komşu köylerimiz Karacahisarlıların, Çamköylülerin köylerimizde, topraklarımızda üretme ve yaşamaya devam etme isteğimiz yok sayıldı. Anayasada yurttaşlara verilen çevreyi ve ormanı koruma ödev ve sorumluluğu ihlal edildi. Zeytincilik kanunu ayaklar altına alındı. Adalet yok edildi” dedi.
“Üretmekten de, bu toprakları savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz”
Işık, açıklamasına şöyle devam etti:
“Türlü baskı, zor ve şiddetle, yıllardır yaşadığımız topraklarımızdan gitmemiz isteniyor. Geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimiz olan köyümüzü terk etmemiz için türlü oyunlar oynanıyor. Kanunların yıllardır göz göre göre çiğnendiği bu yerde, köylerimizi yutmak isteyen iki koca holdinge karşı gelemeyeceğimiz ima ediliyor. Vazgeçeceğimiz, pes edeceğimiz sanılıyor. Vazgeçmeyeceğiz. Adaletin parayla zenginlere satıldığı, topraklarımızın şirketlerce gasp edildiği ülkemizde, bir avuç köylü olarak yola çıkıp tüm Türkiye’nin desteğini alan mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Yakın zamanda MAPEG tarafından YK Enerji şirketinin talebiyle buradaki madencilik faaliyetinde “kamu yararı vardır” kararına rağmen vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkenin üreten, emek eden, doğasını ve toprağını koruyan, halkını besleyen köylüleri olarak, üretmekten de, bu toprakları savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz.
“Bizi aç bırakanlar ve ihmallerden öldürenler, kamu yararının içini boşaltıp adını değiştirenler bugün öğrenecekler”
Bugün burada; yıllardır çığlıklarımızın yükseldiği köyümüzde, bize tarifsiz acılar yaşatılan topraklarımızda, “kamu yararı nedir ve kimdir’i” göstermek için bir aradayız. Kamunun adı şirketlerin adı olmuş, kamu yararı şirketlerin karı olmuş, bu koca ülkeyi doyuran köylüler sürgün olmuş, geçinemez olmuş, aç kalmış. Kuşaklarca işlediğimiz topraklarımız, nefes aldığımız ormanlarımız, kadim zeytin ağaçlarımız hiç olmuş, açgözlü şirketlere peşkeş çekilir olmuş. Halkı koruması gereken askeri, jandarması, toması, biber gazı, şirketleri korur; köylüyü darp eder olmuş. Ama bu düzen böyle gitmez! Kafasını mağdurdan yana değil zenginden yana çevirenler, gözlerini gasp edilen hayatlarımıza yumanlar, kulaklarını adalet çığlığımıza tıkayanlar, bizi aç bırakanlar ve ihmallerden öldürenler, kamu yararının içini boşaltıp adını değiştirenler bugün öğrenecekler: Tüm engellere rağmen birleşiyoruz.
“Bu ülkede toprağını, emeğini, yaşamını korumak için direnmek dışında bir yol kalmadı”
Bugün burada, İkizköylüler, Çamköylüler, Karacahisarlılar olarak yaptığımız buluşmaya mücadelemize gönül veren herkesin yanında, bizim gibi çeşitli yerlerde mücadele eden köylüler de katıldı. Denizli Avdan’da kömür madenine, Manisa Kalemoğlu’nda nikel madenine, Aydın Alamut’ta jeotermal santrale, Muğla Deştin’de çimento fabrikasına, Balıkesir Gökçeyazı’da altın madenine, İzmir Bergama’da sera patronuna karşı mücadele eden; kaderleri ortak, gelecekleri ortak köylüler olarak buluştuk. Bizler kendi hayatlarımızdan yola çıkarak biliyoruz ki bu ülkede toprağını, emeğini, yaşamını korumak için direnmek dışında bir yol kalmadı. Şirketlerin her yerde toprağımıza, ormanımıza, ürünümüze, emeğimize göz diktiğini biliyoruz. Yaşamak için, üretmek için, topraklarımız için, geleceğimiz için sonuna kadar direneceğiz.”