Muğla’nın Menteşe ilçesinde bulunan Cengiz Bektaş Kent Belleği ve Kültür Merkezi, 8 ay içinde müze ile kapılarını açmaya hazırlanıyor. Arkeolojiden tarıma, geleneksel üretimden dijital mirasa kadar kentin tüm kültürel varlıklarını bir çatı altında toplayacak olan müze, ücretsiz ziyaret edilebilecek.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 2017 yılında 14 milyon liralık yatırımla başlattığı ancak ihale süreçlerinde tartışmalara neden olan Cengiz Bektaş Kent Belleği ve Kültür Merkezi, yaklaşık 8 yıl aradan sonra yeni bir vizyonla tamamlanarak 8 ay içinde halka ücretsiz hizmet vermeye hazırlanıyor.
Projenin Yöneticisi Güzel Sanatlar Uzmanı Alper Çınar ile Proje Partneri Gökhan Yılmaz bugün Cengiz Bektaş Kent Belleği ve Kültür Merkezi’nde basın mensupları ile bir araya geldi. Çınar, gazetecilere yaptığı sunumda, müzenin ücretsiz olacağını ve hizmete açıldığında ailelerin, üniversite öğrencilerinin ve çocukların zaman geçirebileceği çok amaçlı alanlar olacağını söyledi. Arkeolog ve 3D uzmanı Gökhan Yılmaz da müzede yer alacak 3 boyutlu eserler ile kazı başkanlarıyla yapılan iş birlikleri hakkında bilgi verdi.
Basın sunumunda yer alan bilgiler arasında, müzenin açılışında kullanılacak teknolojik altyapı öne çıkıyor. 3D mapping, yapay zeka, dijital ikiz modellemeler, hologram teknolojileri, etkileşimli rehber sistemleri gibi uygulamalar sayesinde, ziyaretçiler hem saha hem sanal ortamlarda tarihi deneyimleyebilecek. Ayrıca görme ve işitme engelli bireyler için erişilebilirlik standartları üst düzeyde tutulacak.
Müze, arkeolojiden jeolojiye, endemik bitkilere, Yörük kültüründen antik denizciliğe, geleneksel tarımdan modern üretime kadar Muğla’nın hem somut hem somut olmayan kültürel mirasını kapsayacak şekilde yapılandırılmış durumda. Her bölüm, uzman akademisyenler tarafından içeriklendirilmiş; heykeller, maketler, mozaikler ve görsel-işitsel sistemlerle destekleniyor.
Hekatomnos Lahdi teması, hem fiziksel maket hem de dijital ekranlarla canlandırılarak ziyaretçilere bir “zaman makinesi” deneyimi sunacak. Müze planlamasında avatar destekli simülasyonlarla ziyaretçi hareketleri analiz edilerek erişim rampaları, dinlenme alanları gibi düzenlemeler optimize ediliyor. Çocuklara yönelik oyun alanları, duyusal geçişler ve sesli anlatımlı heykel uygulamaları gibi deneyimsel öğeler de tasarıma entegre edildi.
Müze yalnızca bilgilerle donatılmış bir sergi alanı olmakla kalmayacak, aynı zamanda kültür ve eğitim kurumu kimliği taşıyacak. Alt katta yer alacak derslikler, sessiz ve sesli çalışma alanları, kütüphane, toplantı salonları, modelleme atölyeleri, gastronomi laboratuvarı, sahne sanatları alanları gibi mekanlarla “kültür merkezi” işlevini de yerine getirecek.
Müze, tarım ve üretim boyutuyla da öne çıkacak. Zeytincilik, arıcılık, ipek böcekçiliği gibi yerel üretimlerin tanıtımı, doğru tekniklerle eğitim verilmesi, üretici destekleme mekanizmaları oluşturulması hedefleniyor. Yerel ürünlerin ulusal ve uluslararası arenada tanıtımı için özel sergiler, iş birlikleri planlanmakta.
Üniversitelerle yürütülen iş birlikleri; akademik projeler, kongreler, sempozyumlar, bilimsel toplantılar ve saha çalışmaları gibi faaliyetlerle kurumlar arası etkileşimi güçlendirecek. Müze içeriği, İlber Ortaylı’nın görüşleri, 6 farklı üniversiteden akademisyenlerin katkılarıyla şekillendirildi. Kazı başkanlarının bilimsel verileri, projeye dahil edildi.
Antik kentlerle bağlantılı sergileme modeliyle, Stratonikeia, Kaunos, Knidos, Lagina, Labranda, Beçin, Physkos, Euromos gibi Muğla’daki önemli kültürel miraslar müzede hem fiziksel hem dijital boyutlarıyla ele alınacak. Kültür turizmi açısından bu yaklaşım, Muğla’ya ulusal ve uluslararası düzeyde çekim gücü kazandırmayı amaçlıyor.
Proje, Muğla halkının ortak katkısıyla şekillenen, kültür ve sosyal hayata açılan bir model olarak tasarlanıyor. Yaklaşık 8 ay sonra hizmete girecek yapı; kentin hafızasını koruyan, kültür-sanat, eğitim, ekonomi ve toplumsal belleği bütünleştiren bir merkez olmayı hedefliyor.












