Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın 18 Mayıs günü instagram hesabında Türkan Saylan’ın 16. ölüm yıldönümüne yönelik bir paylaşımı bu yazımın konusunu oluşturdu.
Bilindiği üzere 18 Mayıs 2009 yılında yaşamını yitiren Türkan Saylan’ın ölüm yıldönümü için Başkan Aras’ın kendi duygularını içeren paylaşımında şu ifadelere yer verdiğini gördüm:
“Bugün, eski Adalet Bakanlarımızdan Sayın Aysel Çelikel ile birlikte kurdukları Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin toplumda yarattığı heyecan, takdir ve destek sayesinde; 110 bine yakın kız öğrencimize lise, 47 bine yakın kız öğrencimize üniversite, 20 bine yakın erkek öğrencimize lise, 66 bine yakın erkek öğrencimize de üniversite bursu desteği sağlamanın yanı sıra; 6 anaokulunu, 24 ilkokulu, 32 köy okulunu, 2 liseyi ve 36 öğrenci yurdunu ülkemize kazandıran, 1 üniversite eğitim biriminin, 20 eğitim ve kültür evinin, 769 anasınıfının ve 565 oyun parkının kurulmasını sağlayan, 3 bin 550 okula kitap desteği veren, 30 okula tam donanımlı kütüphane kuran Dr. Türkan Saylan’ın aramızdan ayrılışının 16. Yılı…
Adını Çağdaş Yaşam Merkezi’mizde yaşatmaktan gurur duyduğumuz, kendisinin de kalplerimizde sonsuza kadar yaşatacağımız Dr. Türkan Saylan’ı sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum.”
Buraya kadar gençlerin jargonuyla on numara beş yıldızlı bir anma.
Gelelim bu konunun göze batan kısmına.
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün tarafından 25 yılda ender ete tırnağa bürünür nitelikteki tek proje sayılabilecek türde inşa edilen ve bugünkü Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın da paylaşımında ise, ‘Adını Çağdaş Yaşam Merkezi’mizde yaşatmaktan gurur duyduğumuz’ diye övgülü bir yaklaşım sergilediği Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nin Başkan Aras’ı gururlandırdığı gibi adına yaraşır şekilde işlev sergileyebiliyor mu?
Ya da Aras’ın övgülü duygusunu işlevsel olarak içinde barındırabiliyor mu?
Çift gibi gözüken tek soru bu…
Bu soruya sebep olan gözlemi de yeri gelmişken hemen aktarayım.
Ülke eğitimi için anlamlı bir isim olan Türkan Saylan, Muğla’da da isminin verildiği Çağdaş Yaşam Merkezi ile ölümsüzleştirildi.
Bu girişim güzel ve anlamlı mı? Evet öyle.. Tıpkı Erman Şahin örneğinde olduğu gibi.
Lakin faaliyet göstermesi beklenen amaçla bugünkü varlık gösterdiği işlevi biraz çelişir nitelikte.
Mesela, Çağdaş Yaşam Merkezi diye adlandırılarak, ismine de Türkan Saylan adı verilen bu tesis düğün salonu olarak kullanılmamalı.
Yani Türkan Saylan ismi ile düğün salonunu bir araya getirenin, bu gibi değerlere değerlerini teslim etmeyi ve isim koyma becerisiyle o değerleri ölümsüzleştirmeyi siyasetinin bir parçasına dönüştürmeye çalışan bir parti gibi çabalayan bir CHP’ye ve bir CHP’li belediye olduğunu görmek çelişki içermiyor mu?
Bana göre oldukça çelişki içeriyor.
Yapılış amacını irdelemeye gerek yok zaten tesise verilen isme bakılınca her şey ortadayken, bugün Türkan Saylan’ın adını vermekle gururlanılan tesis, düğün salonu hizmeti ile belediye birimlerinin konuşlandığı bir merkeze dönüşmüş durumda.
Kısacası günümüz düğün salonlarına bakıldığında, ücret olarak ekonomik sayılabilecek durumdaki belediye düğüncülüğünün yeri Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi olmamalı.
Böyle bir ihtiyaç varsa ki dar gelirli vatandaşlar için ihtiyaçtır, o zaman adına Muğla Büyükşehir Belediyesi Düğün Salonu denilen bir tesis inşa etmek daha akılcı ve yararlı olacaktır.
Bu örnek gibi çoğaltılabilecek pek çok örneğin yaşandığı ve bu sayede bu tipteki günü kurtarma operasyonlarının vücut bulduğu şehrimizde, özellikle Muğla Planlama Ajansı’nın (MUPA) bu somut ihtiyaçlara yönelik bir veri tabanı hazırlanması gerektiği de gün yüzü gibi aşikar.
Ha bu sayede MUPA da demişken…
Eski adıyla Twitter olup bugün X adını alan sosyal medya mecrasında İstanbul Planlama Ajansı hesabı ile bizim Muğla Planlama Ajansı hesabını kıyasladım.
5 hesabın takip edilip, 139 takipçisi bulunan MUPA ile 148 hesabın takip edilip 28 bin 116 takipçisi bulunan İstanbul Planlama Ajansı arasındaki farkı, rakamsal olarak ortaya elbette koymayacağım.
Ben daha çok somut ve nitelikli bir iş ortaya koyabilmek adına ajansın takip portföylerine bakarak bu kıyasa girişeceğim.
Bizim MUPA, bir yazar, bir yerel gazete diğer gazeteler dikkatlerini çekmemiş belli ki, ajansın başındaki kendi genel müdürü Tansu Özcan, Muğla Büyükşehir Belediyesini ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın hesaplarını takip ediyor gözüküyor.
İstanbul Planlama Ajansı’nın, takip ettiği 148 kişilik portföyde ise, Planlama Ajansının Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökçe’nin dışında, tamamen hizmete ve ajansın planlamaya yönelik işlerlik ve işbirliğine uygun belediye birimleri, kişiler, platformlar ve kuruluşlar yer almakta.
Merak eden açıp bakabilir.
Bu tespit de burada dursun istedim. Yoruma açık halde de bırakıyorum.
Biz gazeteciler durum tespiti yapmayı severiz. Tabi bu bakış açısına hakim yetilere sahip olan gazeteciler…
Yoksa kurum ve kuruluşlarla organik bağ içinde olan basın mensuplarından bu tespitleri yapmalarını beklemek mesleğimize haksızlık olacaktır.
Bu yüzden de değerli bir büyüğümün bir telefon konuşmasında yaptığımız işi hakkıyla yapıyor olduğumuza yönelik bir konuşma sırasında sarf ettiği şu sözle bu durum tespitini taçlandırayım:
“Sessiz basın, tembel yönetim yaratır.”
İşte bu yazıda da tüm mesele burada yatıyor.
Sessiz kalmayıp, kamu vicdanında yer almasını beklediğimiz noksanlıkları bir yandan kaleme alıp, bir yandan da dile getirmeye çalışıyoruz.
MUPA’nın kuruluş amacını bugüne kadar anlamlı bulmuş ve desteklemiş biri olarak, daha randımanlı ve amacına uygun bir birim olduğunu gözler önüne sermesi bakımından yaptığımız durum tespitinin, o birim yetkililerinin penceresinden de değerlendirilebileceğine inanmak istiyorum.
Bu araya sıkıştırılan MUPA konusunun ardından, Başkan Ahmet Aras’a tekrar hatırlatalım, Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi düğün salonu ve belediye birimleri olarak hizmet vermemeli, vermediği gibi belediye birimleri ve yeni bir düğün salonu için girişimler hızlandırılmalı.
Yapılamayacaksa o tesisin adını Türkan Saylan Belediye ek binası ve düğün salonu olarak değiştirin gitsin.
Vizyonunuzun bu hatırlatmalara uygun olduğunu düşünenlerden biri olduğuma vurgu yaparak bu yazımı sonlandırıyorum.
