"Halktan taraf yeni nesil yayıncılık"
Ara
Close this search box.

STK’YA SİYASİ AYAR VERMEYE ÇALIŞMAK ŞIK OLMAMIŞ

Nedir bu milletin yer, konum, protokol, koltuk merakı anlaşılır gibi değil.

Tam da AK Parti kongresini yorumladığım yazının yayına verildiği Salı sabahı, güne Karadenizliler Derneği’nin basınla iletişimde kullandığı WhatsApp grubundaki zehir zemberek açıklamaya sebep olan bir konuyla başladık.

Konuyu bir kez daha hatırlayalım.

Haber aşamalarındaki unvanıyla 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’nin Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ancak, perde arkasındaki rolünün Muğla AK Parti’nin oyun kurucusu pozisyonu olduğunu sağır sultanın bildiği Aydın Ayaydın, geçtiğimiz hafta sonu coşku içinde gerçekleşen geleneksel 7. Hamsi Festivali’nin ardından Karadenizliler Derneği yönetimine ayar çekmeye çalışmış tabir yerindeyse.

Ayaydın’ın Karadenizliler Derneği yönetiminin ayarlarıyla oynadığı mesajı da paylaşayım.

“Sayın Celal Karakaş-Karadenizliler Derneği Başkanı. Dünkü Karadenizliler Derneği’nin hamsi şöleni etkinliğinde AK Parti İl Başkanı adına Vekil sıfatıyla katılan Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanı Ayşegül Mungan’ın protokol gereği oturması gereken yer yerine (MHP İl Başkanından önce olması gerekirken) MHP İl Başkanı geldiği için, onu AK Parti İl Başkanının yerine oturtulmasını AK Parti olarak içime sindiremiyorum ve AK Parti’ye yaptığınız bu protokol yanlışlığından dolayı sizi kınıyorum. AK Parti adına etkinliğinize katılan İl Başkan Vekili Ayşegül Mungan’ı da, bu protokol hatasını görüp alanı terk etmediği için de eleştiriyorum. AK Parti İl Başkanına önerim, bugünden itibaren Karadenizliler Derneğinin hiçbir etkinliğinde yer almamasını ve böyle bir STK’yı tanımamasını öneriyorum. Şahsen de, yönetimde yer alan başta siz çok değerli dostum Celal Karakaş olmak üzere tüm yönetim kurulunda yer alan arkadaşlar ile şahsi olarak dostluğum ve arkadaşlığım aynen devam edecek, ancak Karadenizliler Derneğinin kurumsal kimliği ile ilgili tüm ilişkilerimi dondurduğumu üzülerek ifade etmek istiyorum. Saygılarımla Prof. Dr. Aydın Ayaydın.”

Bu mesajdan da anlaşıldığı üzere dernek yönetimindeki kişiler, yaptıkları işin, düzenledikleri organizasyonun ve zahmetin yorgunluğunu üzerlerinden atamadan bir de Ayaydın’ın bu aba altından sopa göstermeye çalışır nitelikteki ayarıyla uğraşmak zorunda kalmışlar. Uğraştıkları gibi bir de hastanelik olmayla biten bir vakayla son bulmuş.

Aydın Ayaydın’a, hastaneye yatıracak kadar verilmiş bir değer, Ayaydın’dan aynı kadirşinaslıkla görülememiş hatta.

Festivalin kusursuz geçmesi için çabalarını kendim şahit olduğum Karadenizliler Derneği Başkanı Celal Karakaş, bu tatsız mesaj sonrası kalp spazmı geçirerek hastaneye yattı. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Bu tür organizasyonlarda hata kusur aranmaz. Hepimiz bu gibi etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Dostumuz, arkadaşımız diye adlandırdığımız kişilerden bu türdeki sitemkar tavırlar yerine hoşgörü bekleriz çünkü yapılan ne varsa kasıtlı, bilinçli olmaz. Burada da kasıtlı bile isteye bir şey yapıldığını düşünmüyorum.

O etkinliğe ben de katıldım hem de dernek yönetimiyle olan dostluğumun yanı sıra, Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak kaldı ki, o hengamenin için de bana da özel bir ilgi göstermediler, gösteremediler hatta.

Ancak ben bu konuya özel ilgi bekleyen biri olarak değil, ya da protokol sıralarında bana da yer verilmemesi olarak değil, kent adına yapılan güzel bir etkinliğin telaşı içindeki insanların buna akıl edemeyecek oldukları yönünde hoşgörülü bir yaklaşım içinde olanlardanım.

AK Parti cenahının da böyle bakıp, görüp, değerlendirmelerini dileyenlerdenim hatta. Kaldı ki bu durumu sorun etmemiş bir il başkan vekili var ki, alanı terk etmek yerine o coşkuya ortak olmaya devam etmiş.

Bir kere yanlışlık bu tür bir şölen ortamında protokol kovalamakta başlıyor. Karadenizliler Derneği’ni bu noktada eleştirebilirim. Böyle bir ortamda protokol oluşturmakla hatalılar. Hadi diyelim bu protokol ortamını Valilik düzenledi. ‘Buna da ne gerek var’ denilebilirdi.

Hava soğuk, ortam buna rağmen neşeli, coşkulu. Bu protokol denen zümreyi kaynaştırın kardeşim halkla. Burada bile protokole ne gerek var? Milletin içine karışsınlar, hamsilerini halkla birlikte yesinler.

Bu sayede halk, yerel yöneticilerini yakından görsün, onları yakından tanısın. Ne işe yarayacaksa bu protokol? Ne bu devlet töreni mi? Biri de çıkıp o protokol de görünmek yerine halkın içinde duramaz mı? Nasıl olsa bu görevler gelip geçtiğinde içine girecekleri yer yine halkın içi.

Gereksiz olmuş. Bu nedenle Karadenizliler Derneği’ni bu halk tipi etkinlikte protokol uygulamasına başvurduğu için eleştiriyorum.

Ayrıca Ayaydın’ın emsal gösterdiği il başkanı Cumhur İttifakını oluşturan ortak MHP’nin il başkanı. Böyle bir emsale gerek var mı?

Siz bu konuyu buralara taşırsanız, MHP cenahı da bu davranışı samimi bulur mu? Araya duvarlar örülmesine sebep olmaz mısınız?

Uzayan kol sizden değil mi nasıl olsa, ne fark eder, ha Arap Hasan, ha Hasan Arap.

Konunun tartışılan ismi Allah’tan muhalefetin il başkanı değilmiş. Öyle olsa kriz yurt satına yayılacakmış.

Bu yaşanılan Muğla gündemini meşgul edecek ya da birini üzerek, sağlığını tehdit edecek bir gündem konusu değil.

Olmamış hem de hiç.

Saygı bu yolla istenmez.

Ayrıca mesajın içinde AK Parti il başkanına da ayar verilmiş. Göreve yeni seçilmiş bir il başkanına ne yapması gerektiğini öğretmeye çalışmak, o il başkanını toplum önünde itibarsızlaştırır. Keçinin aklına karpuz kabuğu getirmeye ne gerek var.

Toplumun her kesimini bir araya getirme başarısını göstermiş bir etkinliğe gölge düşürecek bu tipteki tutumlar, protokolü de, toplumu da ayrıştırmaz mı?

Bütün bu tantana sadece bir oturma yeri düzensizliğinden mi koptu yani şimdi?

İnsan hangi sıfatta olursa olsun, mesajda yazıldığı gibi devam edeceği söylenen dostluğun, arkadaşlığın ışığında dostlarının, arkadaşlarının ayağını boşa düşürmez, düşürmemeli. Kaldı ki Muğla ilinde olası bir Karadenizli nüfusunun varlığından haberdarsanız ve de siyaset yapıyorsanız.

Açıkçası bu mesaj şık olmamış.

Muğla ili bu gibi yaklaşımları her zaman krize dönüştürmek yerine hoşgörüsüyle bertaraf etmiştir.

Eski köye yeni adet getirmeye gerek yok.

Bu kısır gündemin siyasi muhataplarına seslenelim:

Bırakın protokolü, koltuğu, oturma düzenini de, biraz da memleketin dertlerine çare olun.