Bodrum’un Turgutreis Mahallesi’nde yapımına başlanan Sahil Güvenlik Limanına karşı bölge halkı, proje alanında eylem ve basın açıklaması düzenlendi. Bodrum Kent Konseyi temsilcisi Gamze Türk, “Bu projenin deniz ve kara ekolojisine yapacağı etkiler dikkate alınarak projenin yerinin acilen değiştirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır” dedi.
Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Turgutreis Mahallesi Bahçelievler mevkiinde Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı Sahil Güvenlik Limanı yapılması planlanıyor.
İlk olarak 5 yıl önce gündeme gelen, halk plajı içerisinde yapılması öngörülen, 141 dönüm alan içerisinde 740 metre ana mendirek, 330 metre tali mendirek ve kara yönünde geri saha dolgusu tasarlanan projeye halk, “yaşam alanlarının talan edileceği” gerekçesiyle karşı çıkmış ve konuyu yargıya taşımıştı.
Danıştay’ın davayla ilgili kararını vermemiş olmasına karşın limanın ihalesi tamamlanarak, ihaleyi kazanan firmanın sahilde inşaata başlamasının ardından, bölgede geniş çaplı eylem düzenlendi.
İnşaatın başladığı bölgede Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, Bodrum Gönüllüleri Derneği, Bodrum Çevre Platformu, TMMOB ve Bodrum Kent Konseyi de basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya, CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da destek verdi.
Plana ilişkin belediyenin görüşü sorulduğunda iki alternatif yer önerdiklerini söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Aras, projenin bölgede geri dönülemez tahribat yaratacağını ifade ederek, “Şu an Danıştay’da temyiz aşamasında. Burada hukuki süreçler tamamlanmadan inşaata başlamak ne denli doğrudur? Bu işin yapılacağı yer burası değil. Israrla ‘Bir kere başladık, bu işi bitirelim’ anlayışı var anladığım kadarıyla. ÇED raporu yok burada. Ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek ÇED raporuna dahi ihtiyaç duyulmuyor. Ben buranın çocuğuyum. Burası çok sığ bir yerdir. 100 metre gitseniz bir geminin yanaşacağı derinliğe ulaşamazsınız. Burada ciddi bir deniz dolgusu yapılacak. Bu dolgu, Poseidon çayırlarını, ekosistemi, biyoçeşitliliği tamamen yok edecek. Bu kumsallar yok olacak. Doğanın dengesi tamamen bozulacak. Burası balık yumurtlama, ahtapot üreme, carette carettaların ve Akdeniz foklarının yaşama alanı. Bunların hiçbirini göz önüne almadan ister kamusal yatırım ister ulusal güvenlik ister özel bir yatırım olsun. Bunlar göz önüne alınmadan bu yatırımların yapılmaması gerekir” diye konuştu.
“Hazır yapılmış marina var orada”
Limanın güvenliği için inşaat yerinin değişmesi gerektiğini vurgulayan Aras, “Bu kadar kamusal bir alanın içerisine böyle bir liman, o limanın kendi güvenliği için de yapılmamalıdır. Buradaki evler, oteller kapanacak, buradan kimseyi geçirmeyeceğiz, öyle mi? Burası turistik alan. 20 bine yakın yatak var. Bunu nasıl telafi edeceksiniz? Buraya 100 bine yakın kamyon dolgu malzemesi taşınacak. Hangi yoldan gelecek bunlar? Madem bu kadar önemli bir milli güvenlik endişeniz var, marinanın belli bir bölümünü hatta hepsini kamulaştırın. Hazır yapılmış marina var orada. Niye burada ısrar ediyorsunuz? Benim teklifim budur. Bu işi durdursunlar, gitsinler marinayı kamulaştırsınlar” dedi.
“Artık buradan geçişler de azalacak”
Mülteci konusuna da değinen Aras, “Artık Suriye olayları da bitti. Artık buradan geçişler de azalacak. Biz bunun niye yapıldığını biliyoruz. Bu daha çok göçmenlere yönelik bir husus. Bunları oturup konuşmanın, diplomasiyle çözmenin bölgesel barışı tesis etmenin yolu bu değil. Bölgesel barış, oturup konuşarak kurulur. Bu inşaatın durdurulmasını ve yeniden değerlendirilmesini özellikle cumhurbaşkanından talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Derici: “Bodrum halkının kaygıları da en az milli güvenlik kadar önemlidir”
CHP Muğla Milletvekili Derici ise şöyle konuştu:
“Uzun zamandır bu konu gündemde ama bir anda hızlandırıldı. Milli güvenlik, milli çıkarlar, üstün kamu yararı anlaşılabilir durumlar. Bütün sivil inisiyatif bunu karşısında bir şey düşünmüyor. Ama Bodrum halkının kaygıları milli güvenlikten daha az önemli değildir. Bodrum halkının kaygıları da en az milli güvenlik kadar önemlidir. Bu zaman kadar bu limanın yapılmış olan planlarının değiştirilmesini talep ediyoruz. Halkın talepleri milli güvenliğe eşittir, beraberdir. İkisi birbirinden ayrı düşünülemez. Halk mutlu ve huzurluysa milli güvenliğimiz yerindedir.”
Kurum ve kuruluşlar adına ortak basın metnini TMMOB Bodrum Temsilcisi Mustafa Erdoğan ve Bodrum Kent Konseyi temsilcisi Gamze Türk okudu.
Erdoğan, projenin teknik özellikleri hakkında da bilgi vererek şunları söyledi:
“Plan onama işlemleri aşamasında; Bodrum Belediyesinin görüşü istenmiş, Bodrum Belediyesi, kurum görüşünde projenin yerinin yanlış olduğu, sahil yolunun ve konaklama tesislerinin bundan etkileneceği, bu projenin kent silüetini ve kamunun kıyı kullanımı olumsuz etkileyeceği hususlarını bildirmiştir. Bu tesisin yapılabilmesi için gösterilen ana gerekçe ülke güvenliği ve üstün kamu yararı olarak gösterilse de bazı hususlara dikkat çekmek elzemdir. Bu tesisin Turgutreis gibi yapılaşmanın, yoğunluğun ve nüfusun çok olduğu bir turizm merkezinde yapılması doğru mudur? Yapılmak istenen tesisin bulunduğu alanda kıyı yapılarının yoğunluğu göz önünde bulundurulmuş mudur? Alanda mevcut marina, balıkçı barınağı, halkın denize girme ve güneşlenme iskeleleri, kumsal alanlar ve yoğun deniz trafiği dikkate alınmış mıdır? Bunun yanı sıra karada yer alan konutlar, turizm tesisleri, yoğun bir yapılaşma ve yerleşik nüfus göz önüne alınmış mıdır?”
“Projenin yerinin acilen değiştirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır”
Bodrum Kent Konseyi temsilcisi Gamze Türk, taleplerini sıralayarak şöyle konuştu:
“Bu konum hem kentlilerin hem de yapılması planlanan tesisin güvenliği açısından olası tehditleri içermektedir. Liman projesinin bulunduğu sığ deniz alanında dip tarama yapılarak deniz dibi derinleştirilecek ve bu uygulama deniz yaşamını telafisi imkansız bir şekilde yok edecektir. Akdeniz’e özgü Posedonia Çayırları ve Caretta Caretta olarak bilinen deniz kaplumbağaları ve yaşam alanları da yok olacaktır. Çevrede turizme yönelik birçok dükkan, otel, restoran, kafe, bar ve benzeri işletmelerin bu projeden olumsuz etkileneceği, süreç içerisinde kapanacağı ve istihdamın ve ekonominin olumsuz etkileneceği kaçınılmaz bir sonuç olarak görülmektedir. Turgutreis sahil bandı kesintiye uğrayacaktır. Halkın nefes aldığı, denize girdiği halk plajı yok olacak, Bodrum yarımadasının en uzun yürüyüş ve bisiklet yolu kullanılamayacak hale gelecektir. Projenin inşaatı süresince asgari 100 bin adet kamyon seferi gerçekleşecek, taşıma ve yükleme esnasında çevre kirliliği oluşacak, meskun ve turistik mahalden geçen güzergahta altyapı ve üstyapı tahrip olacaktır. Bu projenin deniz ve kara ekolojisine yapacağı etkiler dikkate alınarak projenin yerinin acilen değiştirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.”









