Halkın sevgisini kazanan sanatçı olmak kolay değil. Türk müziğinin sevilen sesi Ferdi Tayfur yaşamını yitirdi.
Oysa ki kısa bir süre önce şehrimiz sınırları içinde tedavi görmeye başlamış ve daha sonra hava yoluyla Antalya’ya sevk edilmiş ve son yayınlanan görüntülerinde sağlık durumunun iyiye gittiği bilgisi, de verilmişti.
Ölüm her yaşta erken. Kaldı ki 79 yaşındaki Ferdi Tayfur için de çok erken ki, ülkede kendisine gösterilen sevgi seliyle bunu anlamak mümkün.
Çok genç bir delikanlıyken, 20 yaşımda varım ya da yokum, Hamle Radyo’da çok sevdiğim ve en çok dinleyici kitlesine sahip olduğum radyo programlarımdan birinde nahoş bir olay yaşamıştım. O olayın yaşandığı sırada radyoda Ferdi Tayfur’un Mor Güller albümünden yine albümün adını taşıyan Mor Güller şarkısını yayınlıyordum. Dinleyici isteği olmalıydı yanlış hatırlamıyorsam.
O sırada yaşanan nahoş bir olayda, yayıncılıkta kolay kolay yaşanmaması gereken bir şey olmuş ve biten şarkıdan sonra başka şarkı yayınlayamamış ve programa devam edememiştim ki, yayına müdahale edebildiğim zamana kadar o Mor Güller albümünün tamamı o akşam Hamle Radyo’da önlü arkalı çalmıştı.
O talihsiz akşam, iyilikten marazın doğduğunu doğruladığım ve insan müsveddeliği kavramının karşılığıyla tanıştığım bir gündü ve o güne de Ferdi Tayfur’un Mor Güller albümü şahitlik etmişti. İşte o gün, tarz olarak belki şarkılarını dinleyici istekleri sayesinde dinlemeyi tercih ettiğim Ferdi Tayfur ile başlayan bir gönül bağım oluşmuştu meslek hayatımda.
Gönüllere dokunmuş, tevazuun vücut bulduğu bir müstesna insan göçüp gitti bu diyardan. Tayfur’un yaşamını yitirdiği bilgisinin yayıldığı andan itibaren kendisine yönelik söylenenler, yazılıp, çizilenlerden, şarkılarından ve kendisine olan sevgiden etkilenmemek mümkün değil. Her insan gibi ben de çok etkilendim. Ne mutlu bu sevgiye mazhar olabilecek bir yaşam sürmek ve iz bırakmak. Bize de Allah’tan rahmet dilemek düşer.
***
Hayat bir şekilde devam ediyor tabi gelişmeler de..
Bir gelişmeyi takip ettim ki, Menteşe Belediyesi yönetiminde neler oluyor dedirten. Çatırdama gibi adeta.
Biliyorsunuz Gonca Köksal Menteşe Belediye Başkanlığı görevine seçilince, yakın çevresindeki arkadaşlıklarını belediye başkan yardımcılığı görevi için dizayn etmişti. Kimdi o isimler? Merve Fidem Barut ve Mehmet Tahça idi.
Neyse bunda bir beis yok tabi, herkes kendi ekibini kimlerden ya da hangi yakınlık derecesine sahip olduklarıyla bağlantılı olarak pek tabi kurabilir, bu çok normal bir süreç. Öyle de oldu nitekim.
Buraya kadar tamam ama buradan sonra ne olmuş ona bakalım. Bu sözünü ettiğim yardımcılar göreve geldiklerinde sorumlu oldukları müdürlükler belirlenmiş ve sıralamaya göre Mehmet Tahça 11 müdürlükten, Merve Fidem Barut 10 müdürlükten sorumluydu.
Bu müdürlüklerin isimleri bende mevcut şimdi hepsini yazarak sizleri boğmak istemem ama talep eden olursa aktarırım.
Sonra aralarına Özel Kalem Müdürlüğü göreviyle bir de İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Engin Fırat Ata da katıldı ancak Ata da Köksal’ın arkadaşı mıdır, yoksa arkadaşlarının yanı sıra, ‘dışarıdan teknik birinin olması iyi olur’ tasarrufu mudur bunu bildiğimi söyleyemem. Engin Fırat Ata Özel Kalem Müdürlüğü adı altında aynı zamanda belediye başkan yardımcılığı göreviyle imza yetkisine sahip edildi.
O dönemde Belediye Kanunu dahilinde verilen görev ve yetkilerin bir kısmının başkan yardımcılarına devredildiği ve bu doğrultudaki görev bölümü şemasında bu iki ismin sorumlu olduğu müdürlükler yazılı idi. Sanırım daha işin içinde Engin Fırat Ata yoktu.
Ata geldikten sonra ise, Haziran ayında yapılan görev ve yetki dağılımı şemasında, Mehmet Tahça 8, Merve Fidem Barut 8, Engin Fırat ata ise 6 müdürlükten sorumlu edilmişti.
Gelelim bugüne. Ne olduysa olmuş bilmiyorum ama ani bir kararla Başkan Yardımcısı Merve Fidem Barut’un sorumluluğu altındaki müdürlüklerin büyük bir bölümü kendisinden alınmış.
O da daha önce 10 tane müdürlükten sorumlu olduğu, Ata’nın gelişiyle 8 müdürlükten sorumlu olan Barut’un elinde kala kala 2 tane müdürlük kalmış. Onlar da daha önceki 10 ve 8’in içinde bulunan Etüd Proje Müdürlüğü ile Sağlık İşleri Müdürlüğü.
Şaka gibi. Hatta adeta kıyıma uğramış gibi.
Bu gelişmeden sonra ne olmuş? Ocak ayının görev ve yetkilendirme yönergesiyle de, aslan payı 15 müdürlükle Mehmet Tahça’ya sunulmuş, diğer yardımcı Engin Fırat Ata’ya ise, 5 müdürlük kalmış.
Yaklaşık 10 ayda 3 görev ve yetkilendirme şeması.
Olur mu oluyormuş.
Hem de belediye başkan yardımcıları arasında. Diğer birim yapılanmalarını düşünmeye hayal gücüm yetmedi.
Bu son şemaya göre dengesizlik olmuş mu olmuş. 3 başkan yardımcısının olduğu yerde 22 müdürlük var ve 15’ini bir kişiye bağlamışsın. Mehmet Tahça’ya Allah kolaylık versin. Adamı bitirmişler. İnsanda verim kalmaz, sosyal yaşam kalmaz, düzen kalmaz. Oldu olacak Başkan Köksal’ın yapacağı telefon görüşmelerini de bu arkadaşımız yapsın olsun bitsin.
Bu durumda Başkan Köksal’a pek iş düşmeyecek herhalde. Kendisi, son imzacı ve dış yüz olacak belli ki.
Benim anlamadığım Barut’a ne oldu? Bu yükü kaldıramadı mı, beceremedi mi?
Kim olsa aynı sorular gelir insanın aklına.
İnsanın sorumlu olduğu birimler azaltılabilir anlarım bunu illaki de, hepsi birden gibi bu kadarı da alınır mı işte bunu bilemedim.
Ben burada Merve Fidem Barut’un ‘benim yükümü alın’ ya da ‘sorumlu olduğum müdürlüklerimi azaltın’ diyecek biri olacağını da düşünmüyorum. Bu tam bir tasarruf, hem de tepkisel gibi görünen bir tasarruf olmuş.
İyi ki görevinden affını istememiş arkadaşından Başkan Gonca Köksal. Belki böyle değildir ama bu pencereden adeta böyle okunuyor.
Bu gelişmeyi kaleme almasam konu öylece kapanır giderdi belki ama konudan haberdar olduysak ki olduk, bu tasarrufun gerekçelerini de bir şekilde öğreniriz diye düşünüyorum.
Bu işler gerçekten zor.
Topu topu 5 yıl. İnsan nereye neyi sığdıracağını şaşırır bu kısa zaman diliminde.
Kaldı ki bu zaman dilimi yoğun hizmet anlayışı için kısa, tamamlanmamış yapılar için uzun görünebilir.
İç yapıyı tamamlayabilsek, sonra daha bunun vatandaşa uzanması beklenen hizmet ayağı var bir de.
Sıranın oraya gelme aşaması umarım sancılı olmaz.
Mahalli İdareler Araştırma ve Geliştirme Merkezi menşeli ve bir müfettişin elinden kaleme alınan bir yazı dikkatimi çekmişti.
Yazıda şöyle diyordu:
“ETKİN BELEDİYECİLİK MÜMKÜN!
Belediyelerimizin idari ve mali yönetimlerinin reorganizasyona, zaman ve kaynak kaybını önleyecek yönetim politikasına, mali disiplini ve hizmet etkinliğini sağlayacak birçok önlem, uygulama ve stratejiye ihtiyacı var!
Yeni bir idari yapılanma ile;
Süreçlerin hızlı işlediği,
Birim görevlerinin fonksiyonel olarak belirlendiği,
İyi bir koordinasyonun sağlandığı,
Yetkilerin inisiyatif alarak çözüm odaklı kullanıldığı,
Mevzuatın engel değil, kolaylaştırıcı olarak görüldüğü,
Oluşturulan hizmet standartları ile vatandaş memnuniyetinin öncelendiği
Bir belediyecilik mümkün!”
Bu yazının bir de yeni bir mali yapılanma ile ilgili bölümü var ki, uzun tutmamak için yazmaya gerek duymadım çünkü bu yazdıklarım daha öncelikli görünüyor gibi.
Bu maddelerden yola çıkarak, Menteşe Belediye yönetimine belki yoğunluktan göremiyor oldukları bir ayna tutmuş olalım ve bu yazıya bakarak kendilerini bu yazılanların neresinde görmeleri açısından kamu yararı içeren kamu denetçiliği görevimizi de ifa etmiş olalım.
Görüşmek üzere…