Bağda, bahçede, yollarda yıllardır kendi halinde büyüyen ağaçlar, gün gelir sahipleri tarafından tıraşlanır.
Ormanlarımız her yıl belirli bir planlamayla yaşlı ve hastalıklılar kesilmek suretiyle gençleştirilir.
Toplumlar da böyle.
Doyuma ulaşmış ülkelerde, itici geldiğine inanılan, fazlalık görülen bazı insan grupları geçmiş yıllarda ya teşvik edilerek ya da zorlanarak, kimi zaman da en yakın komşularla sınır kavgaları çıkartılarak savaşa zorlanırlardı.
Almanya’dan kalkıp giden Vandallar’ın İtalya’ya göç ettiğini ve Roma’yı ele geçirdiğini biliyoruz. Yine bugün Yunanistan’ı oluşturan büyük bir nüfusun Almanya’dan göçüp gelip Gotlar ve Vandallar olduğunu biliyoruz.
Daha rahat edecekleri iklim ve coğrafi özelliklere sahip ülkelere göç eden bu istenmeyen insanlardan arınmanın rahatlığını yaşayan uyanık geçinen yönetimler, iyi bir toplum mühendisliğinin örnekleridir.
Bunu neden yazıp hatırlattım?
Şunun için; Suriye de aynı toplum mühendisliğini uyguladı!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye lideri Esad’ı ‘Esed’ diye küçümsemesi, sonradan beğenmeyip küçümsemesi işte bugün yaşadığımız içinden çıkılmaz göç sorununu çıkardı.
25 milyona yakın insanın yaşadığı Suriye nüfusunun yarısından fazlası etnik mühendisliğe tabi tutuldu!..
Sadece Türkiye’ye gönderilenlerin bile kesin olmamakla beraber 10 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. Bu etnik mühendisliğin en büyük sebebi savaş olmakla beraber, hem rejim hem DEAŞ hem de PYD’nin bilinçli olarak yaptığı değişikliklerdir.
Yanlış Suriye politikası güdülmesi, 900 km’lik sınırın mayınlardan temizlenmesi ve Esad’la sidik yarışına girilmesi binlerce gencimizin şehit olmasına ve sayısız ekonomik kaybımıza neden olmuştur.
Son olarak birçok düşünür gibi endişemi yazayım;
Ülkemiz nüfusu, köken ve ırk açısından büyük bir tehlikenin içindedir. Ülkemize gelip yerleşen ve çeşitli teşviklerle kaynaştırılmaya çalışılan göçmenler geometrik bir artışla çoğalmaktadırlar ve geri gönderilmedikleri takdirde önümüzdeki yıllarda demografik yapımızın bozulacağı gerçeği ile yüz yüze kalmaktayız.
Hoşça kalın.