DEVLET AYRI MİLLET AYRI

Cumhurbaşkanı öyle bir konuşma yaptı ki…

Dün doğan çocuklar bugün yirmili yaşlarda artık. Yaşadılar, gördüler, tarttılar, değerlendirdiler. Bayram tatiline gelen Ankara Hacettepe’de henüz ikinci yılındaki üniversite öğrencisi torunum, adeta müjdeler gibi, Amerika’ya gideceğini, arkadaşıyla birlikte kayıt yaptırttıklarını anlattı!.. Üniversiteyi ABD’de bitireceklermiş, Türkiye’den gidecek olmalarının sevincini yaşıyordu!..
Hem sevindim hem de üzüldüm…

Ülke insanını kendi vatanına küstürmeye, beyin göçüne sessiz kalmaya, “giderlerse gitsinler” demeye, bunu diyen isterse cumhurbaşkanı olsun, kimsenin hakkı olmamalı.

Genç Kartal’ımızın daha lise yıllarında dertlenir olduğunu biliyordum. Çocukların genç dimağlarına ülkede olup biten siyasi ve toplumsal olumsuzluklar yıllardır dantel gibi işleniyordu.
En sonunda artık bu yeni kuşak ‘yeter’ dedi.

Emeklilerin canına tak etti, artık ‘yeter’ dediler.. Dedik.. Dedim. Ben zaten başından beri karşıydım. Rahmetli Baykal’ı en çok bu yüzden eleştirirdim.
Toplumun çeşitli kesimleri CHP’ye verdi oyunu, hatta kendi partililerinden bile bu seçimde AKP’ye oy vermeyenler oldu.
Çünkü, oy kaybına uğradılar.

Düne kadar RTE iktidarına inanıp güvenenlerin dağlarına kar yağdı. Sosyal denge bozuldu, sizden-bizden terimleri üretildi. Ülkenin çeşitli yerleri cüppeli takkeli satanist kılıklılarla dolmaya başladı. Ülkeyi cemaatler dini liderler milliyetçi muhafazakarlar sonradan katılanlar vs yönetmeye başladı. Ülkenin ekonomik kaynaklarını sömüren mantar gibi sonradan yetme zenginler sınıfı türemeye başladı.
Ve ülke insanı Mayıs genel seçiminde kıl payı kaybettiği iktidarı, bu defa 31 Mart yerel seçiminde nerdeyse Türkiye’nin tamamını kırmızıya boyayıp AKP’ye artık ‘Yeter dur’ dedi.

Seçim sihirbazı olarak bilinen ve siyasi yaşamının en büyük seçim yenilgisini alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi tam bir mental yorgunluğu yaşamakta. Yavaş yavaş erimekte gibi sanki. İktidar olmanın nimetlerini sonuna kadar değerlendirip, eğile doğrula yalpalaya denize düşmekte oldukları yağlı direğe can havliyle sarılacaklardır.
Hatta RTE, bundan böyle kişisel kanaatim odur ki, Kepez Belediye Başkanının tutuklanmasında olduğu gibi, tutarsız ve daha sert politikalar üretecek gibi. CHP’li belediyelerin başarılı olmalarını engellemek için her yola takoz koyacak görüntüsü vermektedir.

Seçimden sonra Çarşamba günü grup toplantısında değerlendirme konuşması yapan RTE’nin hiç değişmediğini, aynı hiddet, şiddet ve öfke dolu olduğunu gördük.
Teknik Direktör Fatih Terim’in, ‘Biz bitti demeden bu maç bitmez’ deyişini tekrarlayarak AKP teşkilatına moral vermeye çalışan RTE, adeta bir Orta Doğu lideri edasıyla, tehdit ve korku hamaseti yaptı.
Nerdeyse kökü kazınmış durumda olan şeriat yanlısı Müslüman Kardeşler Örgütünün adeta bir yedeği temsilcisi konumunda hatta barışı bozan terörist olarak suçlanan Filistin savunucusu gözüken Hamas’ı, Kuva-yi Milliye ile kıyaslaması, benzetmesi bu ülkemize, şehitlerimize ve tüm halkı örgütleyip meşruiyet fatihi olan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e alenen hakarettir!.. Cumhuriyete hakarettir.

AKP’lilerin seçimin daha ertesi günü başlattıkları Anayasa girişimi ile, birinci parti olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin zaferinin üstünü örtüp, adeta yeni anayasa kurucusu olma hevesinin kursaklarında kalması benim temennimdir.

Devleti yönetiyor olabilirsiniz ama sahibi olamazsınız, devleti devlet yapan millettir.
Devletin sahibi millettir.