“LÖK gibi” ağır, oturaklı, “Oturduğu yeri satın alan” anlamlarında, halk arasında sıkça kullanılan bir tanımlama vardır. Benim de, Milas Belediye Başkanım,

Kim, nereye gidiyor? diye sesli olarak sorduğunuzu tahmin edebiliyorum!
Malûm, gündem yerel seçimler.
Bahse konu gidenler, gidecek olanlar da mevcut belediye başkanları. Ama asıl mesele; nasıl ve neden sorularında saklı.
Mevcut belediye başkanları nasıl gidiyor?
Menteşe de on yıl başkanlık yapan sayın GÜMÜŞ ile Büyükşehir dahil yirmi beş senedir başkanlık yapan sayın GÜRÜN, son beş yıllarında nasıl göreve geldiler ise o şekilde gidiyorlar.
Yani geldikleri gibi, gidiyorlar…

“Genel Merkez düzeyinde birliğin sağlanamaması ise artık Muğla örgütü olarak karar vermenin gerekliliğini gündeme getirdi… Dün aldıkları bir karar ile dört, beş ilçe de dahil olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi saflarına katıldılar.”

“Atanan aday Gonca Köksal ve diğer atanamayan aday adayı arkadaşlar ne ferdi, ne de ortaklaşa bir anahtar liste çıkaramadığı için liste deliksiz dizildi. Zaten biz bu üye yapısı ile Bahattin beyin karşısına genel başkan aday olsa kazanamaz iddiasını net bir şekilde haykırmıştık.”

“Hiç değilse bir özrü, bir aramayı, hâl hatır sormayı, hiç değilse aday adaylığı için ödedikleri başvuru parası ve ilaveten yaptıkları nakdi bağışlar ve demokratik görünüme (en azından demokrasi varmış gibi görünülmesine) sundukları katkı için, bir teşekkürü hak etmediler mi?”

“Laikliğe karşı, karanlık seviciler, adalet saraylarında şeriat çığlıkları atıyor! Din, iman yine sığınılacak en güvenli liman! Dejavu! Biz bunları daha önce de yaşadık. Ama artık bunu halka kanıksatma eğilimi, gerilimi artırıyor.
Bu ve benzeri siyasi argümanların, seçim dönemlerinde belli irade tarafından ustaca kullanıldığına şahitlik ettik.”

Yerel seçimlere giderken, aday arayışları şirazesinden çıkıyor gibi görünüyor. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nde tartışmalara neden olan, aday belirleme yöntemleri giderek alevleniyor!

“Olmadı! Olduramadı. Baktı ki gitme diyen yok! 25 yıllık, çeyrek asırlık platonik aşkı depreşti. Tek taraflı aşk, sevgi zannettiği takıntı, hortladı…”

“Bitsin artık bu hayâsız ve eşitsiz zulüm. Hak, hukuk ve adalet alsın vicdansızların, vefasızların yerini. Güçlü olan değil, haklı olan kazansın!”

“Ben öyle bir sürpriz beklemiyorum ama geçmiş katakülli ve entrika (Ayak Oyunları) alavere, dalavereleri paranoya haline dönüşmüş durumda…”

Geride bıraktığımız hafta üç gün, Ankara’da; hem Muğla vekillerimizi, hem de genel merkez yöneticilerimizi ziyaret ettim. Kurultay öncesi tartışmalarından hızla uzaklaşılmış.